30 Eylül 2010 Perşembe

LOKUM KEK


 Bu kek tarifini arkadaşım PembeTatlar'da görüp denedim.Adının neden lokum olduğunuda tadınca anladım.Gerçekten çok lezzetli bir kek oldu.

Malzemeler:
*4 adet yumurta
*1,5 su bardağı toz şeker
*1 çay bardağı su
*1 çay bardağı sıvıyağ
*3 su bardağı un
*1 paket kabartma tozu
*2 paket vanilin
Sos İçin;
*2 su bardağı süt
*1 su bardağı toz şeker
*2 çorba kaşığı margarin
*3 çorba kaşığı kakao
Üzeri için:
*2 su bardağı hindistan cevizi
Yapılışı;
*Sos için büyün malzemeyi karıştırıp orta ateşte 3dk kaynatıp soğutun.
*Kek için yumurta ve şekeri köpürene kadar çırpın ve sırayla kalan malzemeleri ekleyin.
*Yağlanmış kek kalıbına kek hamurunu döküp önceden ısıtılmış 150derecelik fırında yaklaşık 50dk pişirin.
*Pişen keki soğumaya bırakın ve soğuyunca keki dilimleyip önce sosa daha sonra hindistan cevizine bulayın.
Not:Keki en az 4-5 saat dinlendirince daha güzel oluyor...
Afiyet Olsun

29 Eylül 2010 Çarşamba

MINIATURK

 Dün anneciğim ile birlikte Miniatürk'e gittik.Bu benim 3. gidişim ve nedense her gittiğimde ayrı zevk alıyorum.Aslında ben gezmeyi ve fotoğraf çekmeyi seviyorum.Miniatürk'ü bana sevdiren en önemli özelliği tabiki eşi benzeri bulunmayan eserlerin kusursuz olarak minyatürünün yapılması.

Bunun yanı sıra gidemediğim yerlerin gerçeği olmasada ,minyatürünü görmek zevk veriyor ve bunun yanında bize verdikleri kartla yapı hakkında bilgileri dinliyebiliyoruz.
Giriş ücretleride çok makul; Tam; 5tl Öğrenci ; 3tl İçeride her türlü ihtiyacınızı giderebiliyorsunuz.
Çocuklarınız için park ve masal ağacı var.Bunun yanında;Mısır,Çikolata şelalesi ve dondurmada alabilirsiniz.
Miniatürk'ün içinde Zafer Müzesi ve Kristal İstanbul Müzeside bulunmaktadır.
Haftasonunuzu değerlendirmek için çok güzel bir yer diyor ve sizleri fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum;
Bu da Minatürk'ün sitesinin linki ;
http://www.miniaturk.com.tr













28 Eylül 2010 Salı

Kokoş Sıvı Sabunluğum :)


 Cuma günü arkadaşım Şule ile Eminönüne gittik.Bir güzel gezdik, yorulduk,para harcadık.Bu sıvı sabunlukta aldıklarımdan biri.Siyah benim asla vazgeçemeyeceğim bir renktir.Baktım bu güzel bir sabunluk ama sade....


Olur mu dedim Sevtap'ın sabunluğu sade, olmaz. Aldım elime Evobond ve taşlarımı ve minik minik papatyalarla süsledim.
Her kullandığımda gülümsüyorum, çünkü çok hoşuma gitti bu kokoş hali.Birde evde baharatlık takımı yapmak için biriktirdiğim kavanozlarım vardı onlar içinde çok hoş fikirlerim var :)

Bu arada özellikle yapıştırıcının markasını verdim evobond(502) diye çok sağlam bir yapıştırıcı.Çünkü sabunluk ıslanıyor ve taşlar düşebilir ama 502 kullanırsanız hiç birşey olmaz .
Bu arada yapıştırırken dikkat edin yanlışı düzeltmek çok zor oluyor.

21 Eylül 2010 Salı

KAYIP GÜL ve LEYLA

 
KİTABIN ADI:Kayıp Gül
YAZAR:Serdar Özkan
YAYINEVİ:Timaş Yayınları
SAYFA SAYISI:205 syf.

 Size son bir hafta çinde okuduğum 2 kitaptan bahsetmek istiyorum.İkiside harika bu kitapların.Bu aralar her daim elimde kitabım var ama kitabın bana tek yan etkisi sanırım herşeyden uzaklaşmam.Kitabı bitirene kadar elime başka birşey almıyorum çünkü sonunu merak ediyorum :) Ama olsun kitap okumayı seviyorum onun için okumaya devam.İlk kitabım Kayıp gül 36 dle çevrilmiş ve 40'ı aşkın ülkede basılmış.Şu an fiyatıda çok makul olan bu kitabı ilk fırsatta okumanızı tavsiye ederim.


KİTABIN ADI:Leyla
YAZAR:Alexandra Cavelius
YAYINEVİ:Pegasus Yayıncılık
SAYFA SAYISI:279 syf.
ÇEVİREN;Firuzan Gürbüz

İkinci kitap ise Leyla.Bu kitabı temin ederimki 1 günde bitireceksiniz.Hatta okurken yanınıza selpak almanızı tavsiye ederim.Bu kitabı bu kadar sürükleyici yapan ise Leylanın gerçek olması ve bir genç kızın tüm bunları yaşamış olması.Kitap Bosnalı bir kızın gerçekten yaşadığı öyküyü anlatıyor.Keşke o genç kız bunları hiç yaşamamış ve bu kitap hiç basılmamış olsaydı.Ayrıca o kızcağıza ve onun gibi bir sürü bayan yada erkeklere o işkenceleri yapanıda Allah ıslah etsin diyorum.Daha önce Bosna ile ilgili İnsanlık Ayağa Kalk adında bir kitap var onu okumuştum Lisede.Yine gerçek bir yaşamı anlatan ve yazarı Ali Erkan Kavaklının kitabınıda okumanızı tavsiye ederim.Arkadaşımın kitabıydı ama bende mutlaka arşivime alıp koymalıyım bu kitabıda.

20 Eylül 2010 Pazartesi

Poşetlik

 


Poşetliğimi alalı epey oldu ama ne yapacağıma bir türlü karar veremediğim için bekliyordu malum damacanalığı ile takım olacak.Peçete desenleri istediğim gibi yok. Dekopajların çoğu çok yapmacık.Beğendiğim bir kaç çeşit var onları da kullandım zaten.Transfer tekniğinde de hoşuma giden yok derken bir türlü yapamadım.Mutfağıma hakim renkler pembe ve lila. Onun için o renklerde bir şeyler uygulamak istedim.Bir gün arkadaşım Hobi Vakti'de lilaya boyadığı şamdanları çok hoşuma gitti ve bende öyle boyamak istedim.Saatimin kelebekleriyle uyum sağlasın diyede üzerlerine kelebek çizdim.Aslında boyutlu dursun diye kelebeklerin üstüne bir kelebek daha yapıştırıcaktım ama üşendim belki daha sonra yapıştırırım. Damacanam daha bitmedi çünkü rölyef pastam bitti.Perşembe günü almaya gideceğim bu hafta sonu biter sanırsam.


Buda dokusunun yandan görünüşü.
MALZEMELER;
*Bir adet ahşap obje poşetlik.
*Metalik lila akrilik boya.
*Altın yaldız akrilik boya.
*Rölyef pasta
*Zımpara
*Yat verniği
*Zemin Fırçası
*İnce uçlu fırça
*Kelebek kalıbı
*Stencil fırçası
*Buzdolabı poşeti
*Vernik fırçası
YAPILIŞI;
*Objemizi iyice zımparalayıp ıslak mendille tozunu alıyoruz.
*Ön yüzüne bir plastik pıçak yardımı ile rölyef pastayı sürüyoruz.
*Hemen poşeti rölyef pastanın üstüne yerleştirip buruşturuyoruz.
*Poşeti şekli bozmayacak şekilde kaldırıyor ve kurumaya bırakıyoruz.
*Rölyef pasta kuruduktan sonra sarı rengi alacaktır.
*Her yer kuruduktan sonra her zamanki kurala uyara tüm objeyi lilaya boyuyoruz.(Kural;birinci kat kuruduktan sonra tekrar zımparalanarak boyamak)
(Rölyefli kısım zımparalanmayacak)
*Kelebek kalıbı ve stencil fırçasını kullanarak istediğimiz yerlere kelebek motifini uyguluyoruz.
*Kenarlarınıda ince uçlu fırça ile altın yaldıza boyuyoruz.
*Son olarak yat verniği ile vernikliyoruz.
KOLAY GELSİN.


16 Eylül 2010 Perşembe

SÜMELA MANASTIRI

 Sümela Manastırı Trabzonun Maçka ilçesindedir.Kilisenin inşaatıyla ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte MS 375-395 tarihleri arasında inşa edildiği sanılmaktadır.Meryem ana adına kurulan Sümela Manastırı adını melas(siyah)tan aldığı düşünülmekte.


Bu güzellikler içinde bu kadar yükseklikte bir kilise...


Yurtiçinden ve yurtdışından birçok turist çekiyor Sümela Manastırı.Biz eşimle ve annemle birlikte 2008'de gittik ve bazı yerlere giriş yoktu hala restorasyon devam ediyordu.


Geçirdiği bir yangın ve ziyarete gelen vatandaşlarımız sayesinde epey bir zarara uğratılmış doğrusu.Ya ben anlamıyorum insanlar aşklarını ve tuttuğu takıma olan sevdaların neden böyle yerlerde duvarlara kazıyarak,sprey boyayla boyayarak anlatırlar ki.Bu ne cahilliktir aklım almıyor.Bir yeri temizlemek değilki marifet kirletmemektir.İlk başta böyle tarihlere biz sahip çıkmalıyızki sonra yetkililer korusun.


Tam 88 yıl aradan sonra bu yıl Hıristiyanlarca Meryem Ana'nın göğe yükselişi olarak kabul edilen 15 ağustos günü ayin düzenlenmiştir.
Eğer Trabzon'a yolunuz düşerse mutlaka gezin.