27 Haziran 2012 Çarşamba

Göz Muayenesi

 Salı günü göz muayenesine gittik çok şükür temiz çıktı.Küvezde kalan bebeklerin özellikle bir göz muayenesinden geçmesi gerekiyormuş.Benim Toprak'ım bir hafta kan şekeri düşük olduğu için küvezde kaldı.Artun'um ise sarılıktan bir gece kaldı.

Her yeni kontrolde bir sıkıntı kaplıyor içimi. Nasıl olacak, bebeklerimin canı yanacak mı diye.Benim gibi takıntı anneler için olsun bu yazım.İlk muayeneye gittiğimizde doktorumuz bir alet ile gözlerimizi kontrol etti.Şu an şüpheli bir şey yok ama damla ile iyice bakmam gerek diyerek bize bir damla verip eve gönderdi.Damlayı yarım saat ara ile 2şer kez damlatıp tekrar doktorumuza gittik.Tabi bu aşama pek kolay oldu denemez.Çünkü çok ağladı,çok direndi kuzucuklarım.Ellerinin kollarının tutulmasından zaten hiç hoşlanmayan bebeklerimin kafasını da sabit tutunca damla gelmeden kıyamet koptu.Damlayı döktükten sonrasını siz düşünün.Ama çabuk sakinleştiler diyebilirim.Meğer damla yakıyormuş.(Hastanede 8-9 yaslarında bır kız vardı oda damla damlatmış yakıyor dedi.)
Bu kez bebişlerimi ben tek tek kucağıma aldım.Yardımcı bayan ayaklarını tuttu.Eşim kafalarını sabitledi.Doktor hanımda gözlerine baktı.5 dakika kadar sürdü.Aslında ne kadar süreceği bebeğinizi ne kadar sabit tutup , gözlerini ne kadar iyi açabileceğiz ile ilgili.Genel olarak göz muayenesi; pek kolay olmasa da stres yapılacak bir olay da değil.

26 Haziran 2012 Salı

11. AY

 Bugün tam 11 aylık olmuş bulunuyoruz.Neler değişti neler... Kocaman, yakışıklı, ve çok zor delikanlılar olduk.Yaşımıza girmemize 1 ay kaldı.Ben ise hem çok mutlu,hem şaşkın hem de üzgünüm.Mutluyum; çünkü bebeklerim büyüdü... Şaşkınım; ne zaman geçti onca zaman... Üzgünüm; giden zaman gidiyor ve geri gelmeyecek...Peki 11 aylık Artun ve Toprak neler yapıyor???

(Ne haltlar karıştırıyor demek daha mantıklı olacak)

* Öncelikle her şeyi çok güzel anlıyoruz ama takmıyoruz.
* Her çekmeceyi karıştırıp içindekileri saçmak istiyoruz.
* Annenin dağıttıklarını bozup kaçmaya bayılıyoruz.(TOPRAK BEY)
* Isırmaya bayılıyoruz.Özellikle kardeşi(ARTUN BEY)
* Uyumamak için direniyoruz.Hele gündüz uyumak istemiyoruz.
* Dışarıya çıkmak istiyor ve eve girmek istemiyoruz.
* Parktaki salıncaklardan inmek istemiyoruz.
* Altımızın değişmesinden hoşlanmıyoruz.
* Yemek seçiyoruz.(ARTUN BEY ÖZELLİKLE YUMURTA SEVMİYOR)
* Cecil peynirine bayılıyoruz.
(Babanın tabiri ile ; tehlike anında camı kırınız ve cecil alınız :) )
* Merdivenlerden çıkmaya bayılıyoruz.(Bizde izlemeye)
* Düz duvara bile tırmanıyoruz.
* Taytay yapıyoruz.
* Babamız eve gelince çok mutlu oluyoruz.
* Sabah anneanneyi görünce şımarıyoruz.
* Bol bol bağırıp çağırıyoruz hatta kardeşle yarış yapıyoruz.
(Bizde ağlasak mı gülsek mi diye bakıyor ve çareyı agrı kesıcı almakta buluyoruz)
* Kucakta durmak istemiyoruz.
* İlgi istiyoruz,oyun istiyoruz.
* Her şeyin tadına bakıyoruz.
* Annemlerin gözünün içine baka baka yaramazlık yapıyoruz.

Ve bunları yazan annemiz ise;

* Artun dur oğlum!
* Toprak gel buraya!!!
* Kime diyorum ben!
* Hammmm hammmm yapsın oğlum!
* Eeee Eeee Eeee...
* Hayır, yapma, olmaz,!!!
* Çıkma düşersin,dursana,yapma,aaaaaaaa....

Bu liste böyle uzar gider ...

18 Haziran 2012 Pazartesi

YÜREĞİM SENİ ÇOK SEVDİ

 


Bir çok arkadaşım beğendi ve tavsiye etti.İnternette de bir çok güzel yorumlar var kitap hakkında.Bende okumak için yaklaşık bir ay önce elime almıştım.30-35 sayfa okuduktan sonra fırsatım olmamıştı ki geçen hafta içerisinde bitirdim.Polisiye romanlarını seven biri olarak beğendiğimi söyleyemeyeceğim ama yazarın Aslı karakterine verdiği kişilik hoşuma gitti.Kitabın sonuna kadar yine bir merak uyanıyorsa da sonu hayal kırıklığı oldu.Tabi bu tamamen zevklerle ilgili bir durum olduğu için aşk romanlarını sevenlerin okuyabileceği bir kitap.

NOT ;Gördüğünüz küçük el de Toprak Bey'e ait :D Onlarsız fotoğraf çekmek ne mümkün ...

4 Haziran 2012 Pazartesi

Odamızdaki bir kaç detay

 


Oğullarım için yaptığım alt açma bezini hamileyken, poşetliği de 2 aylıkken falan dikmiştim ama yayınlamaya fırsatım olmadı bir türlü.Çünkü vaktimin büyük bir bölümünü oğullarım alırken , geri kalan zamanda da kıpırdamaya halim olmuyor.İşlerim de git gide zorlaşıyor.Kafesten kaçmış yavru aslanlar gibi biri sağa biri sola kaçıyor.Daha da kötüsü birbirlerinin üstüne atlıyor,itiyor ve saç çekiyoruz.O yüzden kolay kolay yanlız bırakmak istemiyorum.Neyse oğullarımın hallerini uzun uzun ayrı bir postta anlatırım şimdiki konumuz odamız.Hamileyken Bakırköy'den nevresim takımı yapmak için aldığım kumaştan nevresim takımı hariç bir kaç bir şey diktim :) Yatakları için birer çarşaf,alt açma bezi,poşetlik,yatak başı için koruyucu,yastık yüzü.Uyku setlerinin yorganı yettiği için ayrıca nevresim takımına ihtiyaç duymadım ve yapmaktan vazgeçtim.

Bu alt açma bezimiz.Kumaşımı alt açma bezini yerleştireceğim yere göre ölçüp kestim.İçine eşimin getirdiği kalın sünger koydum.Yanlarına da beyaz kurdeladan fırfır yaptım.Yastığını da D şeklinde yapıp yuvarlak olan kısmına fırfır geçirip boncuk elyaf ile doldurdum.(Başlarda daha ince olan yastığımı 6 aydan sonra biraz daha doldurdum)Yıkadıktan sonra içindeki sünger karışıyor diye düğme ile sabitlemek zorunda kaldım.

Altlarını açarken poşet almayı unutunca zor oluyor diye birde odalarına poşetlik dikeyim dedim ve dikdörtgen kesip diktiğim kumaşın iki ucuna lastik geçtim.Birde asmak için kulp yaptım ve işlem tamam.


Buda bizim fotoğraf köşemiz.Ne zamandır yapmayı planlıyorduk.Ben istediğimi eşime söyledim oda uyguladı.Ben mandalları renk renk boyamayı planlarken o bana sevimli uğur böcekli mandalları getirince daha hoş oldu.İpler duvara kroşe ile asıldı.Kroşeleri de yine uğur böceği ile kapattık.(Uğur böcekli mandal için  Burdan )


Şu an sırada bekleyen bir kaç bir şey daha var onları da yapınca paylaşıcağım.Bu arada balkonda yetiştirdiğimiz,geçen sene dikip bu sene yediğimiz :) çileğimize bir Maşallah alayım lütfen yarım kilodan fazla çilek verdi bize :)


Herkeze sağlıklı,mutlu bir hafta diliyorum...