22 Nisan 2013 Pazartesi

Parmak Boyama...

 İlk boyama çalışmamız mum boya ile oldu.Karalamalardan oluşan çalışmamız kağıtların yırtılmasına doğru gidiyorken anne olaya el koydu :) İlk mum boya çalışmalarına yaklaşık olarak 3 ay önce başladık.Ara ara ellerine verdim ama ağızlarına sokmaya çalıştıkları ve kağıtları yırtmaya başladıkları için burda ki yazımda bahsettiğim tahta ile çalışmalara devam ettim.Ama artık yavaş yavaş alışmalarını düşündüğümden kağıdı ve boyayı  verdim ellerine... Tabi evin temizliği açısından bu işi mama sandalyesinde bağlı iken yaptırıyorum.Yoksa oğullarımı tutabilene aşk olsun.


Oğullarımın ilk parmak boyama çalışması.Daha önce burdaki el izi panomda korktuklarından bahsetmiştim ama boyadan korkmadıkları belli oldu.Muhtemelen korktukları için değil onları boya bulaşmasın diye sıkı sıkı tutmamızdan hoşlanmıyorlar.Artık ayak izleri için kendime yeni bir yol bulmam gerek.Başlangıç olarak mavi ve yeşil 2 renk verdim.Sıra ile kullandılar.Sağ taraftaki Artun görüldüğü üzere çok temiz çalıştı.2 parmağına bulaştı sadece.Parmağını tek tek batırıp kağıda parmak bastı.Toprak biraz daha istekliydi ve sürekli boyaya elini batırmak istedi ama oda yanlızca 2 parmağını kirletti.Çok temiz benim aşklarım :) Baktık bunlar kirletmiyor.Annemle biz parmakları batırdık boyaya çocukların burnunu yanaklarını  boyadık.Onlar da bizim yüzümüzü boyadı.Toprak dedesi ile Artun anneannesi ile çok uzun sürmese de eğlendi. Artık sık sık böyle aktivitelerimiz olacak.

19 Nisan 2013 Cuma

Eşleştirme Oyunu...

 


Biz eşleştirme oyunlarımıza ilk çoraplar ile başladık.Çoraplar bizim için sadece giyecek değil aynı zamanda oyuncak.Bebekliğimizden beri çok seviyoruz ne hikmetse.Bir yerde çorap görsünler çok mutlu oluyorlar ve eğer bir tane ise hemen kavga başlıyor tabi.Eşleştirme oyunu oynatmakta çamaşır katlarken geldi aklıma.Çamaşırları beraber katlıyoruz oğullarımla.Onlar bana taşıyor, ben katlıyorum,ne olduğunu,rengini söylüyor ve yerleştiriyorum.Tabi bir bakmışsın ayyy sesi ile çekmeceyi boşaltmışlar.Ne yapalım olacak o kadar diye yeniden düzeltiyorum çekmeceyi...Çamaşırın içinden ilk lifleri toplayıp bamyo bamyo diyerek bana gösteriyorlar.Ama bu hiç değişmiyor önce lifleri sonra da çorapları...Bazen bir yerlere tıkıştırıyorlar, bazen ağızlarına sokuyorlar,bazen çekmeceye götürüp ıh ıh diyorlar.Bende bütün çamaşırları yerleştirdikten sonra çorapların eşlerini bulmalarını istiyorum ve hepsini eşleştiriyorlar.Artık alıştılar, çorapların eşlerini çamaşırdan seçip getiriyorlar bana ama ben yıne de hepsini karıştırıp yenıden eşleştirmelerini istiyorum.Onlarda seviyorlar ki zevkle uuuuuu eşliğinde eşleştiriyorlar.


Farklı eşleştirmeler yapmaları için keçeden eşleştirme kartı yaptım.(Beyaz olanı üsteki resimde kayıptı ) Sanırım bu aylar için çoraptan sonra en ideal eşleştirme katları. Yırtılmıyor,bozulmuyor,yıkanıyor. Tam paşalarıma göre. Bende 6 farklı renk keçeden 8x8 boyutunda kareler kestim.Renklerine göre eşleştirmelerini istiyorum sıkılmadıkları sürece gayet güzel eşleştiriyorlar ama çok çabuk sıkılıp  ya bir yerlere atıyorlar yada biri alıp kaçıyor öteki bas bas bağırıyor :) Sonuç her seferinde aynı olsa da günde 2-3 kez eşleştiriyoruz kartlarımızı.


Birde Meraklı Minik dergisinin verdiği kartlarımız var ama onlara kıyamıyorum.Zaten bir seti verdim ellerine.Çok güzel eşleştiriyorlar ama kartlardan da anlaşılacağı gibi çokta buruşturuyorlar.Yine de ara ara veriyorum ve kısa süreli de olsa zevkle oynuyoruz.



18 Nisan 2013 Perşembe

MİNDER YOLU

 


Sürekli oğullarımın gelişimine katkıda bulunacak konular araştırıyorum. Vaktim oldugunca okuyor,araştırıyor ve not alıyorum.Daha çocuk düşünmezken bile ileride çocuğum olur diye bir sürü faaliyet kayıt etmiştim.Bir sürü boyama sayfası falan.Her gün yeni bir şeyler yapmak istiyorum. Paşalarım büyüdükçe daha zevkli aktivitelerle daha kaliteli zaman geçireceğimizi düşünüyorum. Eşim de bende her türlü el işini ve oyunu sevdiğimiz için,oğullarımızla zevk alarak  oyun oynuyoruz.Tabi bazen çilden çıkıyoruz o ayrı. Geçen gün etkaca'nın bloğunda gördüğüm minder yolunu yaptım.Hem ayına uygun, hem masrafsız, hem pratik, hem zevkli, hemde faydalı bir oyun.Denge ve kabar motor gelişimine yardımcı bir oyun.Anne için biraz yorucu olsa da oğullarımı mutlu görmek yeterli.Gerçi benimkiler bu konuda deneyimli çünkü minderler koltukların önünde yerde duruyor zaten .Koltuktan düşerler,birbirini iterler diye bir süre daha duracak.Çünkü arkadaşlar hiç korkmadan atlıyorlar ordan oraya...Sabah kahvaltılarını yedikten sonra bütün miderleri serdim yere.Kamerayı da çalıştırdım.İkisi de pür dikkat beni izliyor. Başladım Allah Allah diye minderlerin üzerinden koşmaya...Başladılar gülmeye.(Görseniz nasıl komik oluyorum, gülmemek mümkün mü?? )Sonra peşim sıra onlarda başladı koşmaya Alla Alla  diyerek. Koştuk yorulduk,koşarken düştük,bazen kaytardık.Çok değil 5 dk sürdü ama eğlendik.Artık her gün yere yastıklar en az bir kere atılır.Babayı da koşturduk...Sıra anneanne ve dede de ilk fırsatta maaile koşacağız, koşmak isteyenleri bekleriz :D

 

17 Nisan 2013 Çarşamba

YA-PA GÖRSEL EĞİTİM KARTLARI


 Daha önce burda da paylaştığım Ya-Pa görsel eğitim kartlarını tekrar paylaşıyorum çünkü bu kez farklı şekilde oğullarıma gösteriyorum. Daha önce burda oğullarımın fotoğraflarını koymak için yaptığımız ipleri, odamızın şekli değiştikten sonra farklı amaçta kullanmaya başladım. Fotoğrafları yerine şu an ilgisini çeken ve üzerinde çalıştığımız konularla ilgili kartları koyma başladım.Normalde 10 tane kartı günlük çıkarıp tanıtıyorduk.Günde 2-3 kez yapmaya çalışıyorduk ama böyle asılı durunca daha sık bakıyorlar.  Resimlere bakıp pantolonunu gösteriyor,diş fırçalama hareketi yapıyorlar. Tuppp diyorlar gibi...Bir süre bu kartlar duracak ve yeterli gördüğüm zaman yeni kartları koyacağım.Arada sırada öğrendilerini çıkarıp oyun oynatmayı düşünüyorum.Artık odalarına her girişimizde kartlarımızla ilgili bir konuşma yapıyoruz mutlaka...


16 Nisan 2013 Salı

Çıplak Ayaklar...

 


Bu pıtış ayaklarla başım dertte aaa dostlar... Günde kaç kez giydiriyorum ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Artık çıkardıklarını görünce gözlerim doluyor desem inanır mısınız bana??? İnanın bazen yaşlar bile süzülüyor... O kadar abarttılar ki bazen ben birini giydirene kadar öteki giydirdiğim de çıkarıyor ve bu bütün gün tekrarlanıyor. En sevdikleri oyunlardan biri; birbirinin çorap ve patiğini çıkarmak. Nasıl gülüşüyorlar bir görseniz. Bazen giymemek için direniyorlar, bazen Artun Toprak'ın o tatlı ayağına dayanamayıp bir ısırık alıyor :D bazen şlap şlap taşlarda gezinebilmek için kaçıyorlar... Tabi, şimdi siz okurken sevimli gelen  bu hareketler beni çileden çıkarıyor. Çünkü yaz bir türlü gelmedi, hasta olsunlar istemiyorum, zaten vaktim yok, evde koştura koştura iş yapıyorum , birde işi bırakıp çorap giydiriyorum.Gün içinde de bu işi bir çok kez yapmanın verdiği yorgunluk, lafımı dinlememelerinin verdiği stres ile iyice çileden çıkıyorum. Bir de bezi bağlatmak istemiyorlar bu ara umarım bu işte çorap işine dönmez yoksa vay halime...Bir an önce yazın gelmesini ve oğullarımın o pıtış ayak seslerini neşeyle dinlemek istiyorum...

14 Nisan 2013 Pazar

GÖLGE...

 


Aaaa Gölge...

Biz bu ara gölgemizi keşfettik.
Ne iş anlamadık...
Her yaptığımızı yapıyor ama cevap vermiyor???
Geçen akşam Artun gölgesini fark eder. Ellerini sallar, kollarını sallar, ayaklarını sallar ve oda ne, o ne yaparsa yapıyor. Oğluşum gölgesine seslenir;
-Aytunnn!
Gölgede ses yok...
Oğlumun kafası bozulur aman be der ve gider...
Oğlunun gölgesini farkettiğini gören baba başlar gölge oyunlarına... Köpek yapar havlatır, kuş yapar uçurur...
Derken Toprak sevinçten fır döner. Yeni gördüğü ve mutlu olduğu her şeye yaptığı gibi gölgeye parmak uzatarak meşhur ağız hareketini de yaparak ıııııı der.Her gördüğü gölgeyi gösterir. Anne ıhhhh... Aytun ıhhh... Baba ıhhhhh :)
Yeni bir şey öğrenmenin verdiği mutlulukla gölge bizi kovalar biz gölgeyi kovalarız...

4 Nisan 2013 Perşembe

RUTİNLER

 Rutin en nefret ettiğim şey olsa da benim için, oğullarımın gelişimi için gerekli...Ama bazı vazgeçilmezler var ki rutin olmak zorunda...Mesela aynı saatlerde düzenli beslenmenin sağlıklı olduğu söyleniyor.Aynı zamanda düzenli uyku da. Özellikle konu çocuklar olunca rutinler daha da önem taşıyor.

Mesela oğullarım düzenli saatlerde beslendikleri için tuvalet saatleri de aynı saatler de oluyor. Ne zamanki şaşma var hemen sıkıntı baş gösteriyor. Yaptığımız rutin işlerin, paşalarım üzerinde ki etkisini, artık bariz bir şekilde görmek çok keyifli.Emeklerim boşa gitmiyor yani... Hevesle yeni rutinlere alıştırmak ve iyi birer birey olmalarını sağlamak için çalışıyorum...

İşte sabrımın sonuçları rutinlerimiz;

*Hiç toplamadan inmedim diyemeyeceğim ama mümkün olduğunca düzenli olarak oyuncakları toplayıp gidiyoruz yemeğe,uykuya,gezmeye...Aslında Toprak'ta pek sıkıntı çekmedim bu konuda ama Artun yok mu istemediği şeyi yaptırmak imkansız gibi...Bir ay,iki ay,üç ay...Uzun bir zaman sonra sonuç veriyor.Bu süreç boyunca da anne,anneanne,dede ve baba toplar odayı.Geçen gün hadi bakalım meyve vakti gidiyoruz dememle oyuncakları toplamaya başlamasınlar mı? Allah'ım nasıl bir mutluluktur o anlatamam size.Aslında ben toplamadan gitmeyi planlıyordum ki ayağa fırladım hemen.Kurban olurum ben size diye sarıldım öptüm ve oğullarım ile birlikte odamızı toplayıp meyve yemeğe gittik...

*Bir başka rutinimiz ise mama sandalyesinin üzerinde yemek yediğimiz tabla.Yine geçenlerde meyve yiyecekler annem Artun'un masasına portakal doğruyor.Artun'un bütün meyveyi iki eline doldurdu ve yumruğu ile masaya vurup tezgahın üzerinde ki tablayı gösteriyor anneme.Annemle biz ağzımız kulaklarında, ay anneannecim unutmuşum özür dilerim dedikten sonra tablayı koyuyoruz. Artun'da meyvelerini koyup tek tek yemeye koyuluyor...

*Başka bir rutinimiz kapı vurma... Banyoya,mutfağa girdiğim zaman dışarıda kavga etmemeleri için bağıra bağıra onlarla konuşuyorum.İşte böyle bir gün hadi kapıya tık tık yapın dedim.Başladılar tık tık yapmaya her seferinde kim oooo??? Toprak sen misin? Artun sen misin ? derken bir gün tuvaletteyken Toprak kapıya vurur. Kim o ??? Toppak demez mi ? İşte mutluluk ...

*Başka bir rutinimiz daha önce de paylaştığım gibi diş fırçalamak.Diş fırçalamayı çok seviyorlar.Şimdi her yemekten sonra yemekten sonra ne yapıyoruz dediğim zaman hemen diş fırçalama hareketlerini yapıyor akıllık kuzucuklarım.

*Kaşıkta rutinlerimiz arasında yerini aldı.Bazen makarna olunca kaşık vermıyorum. Parmak geçirerek yemek hoşlarına gitse de kaşık yanlarında olacak yoksa alana kadar kafanı ütülüyorlar ka,ka,ka...diye.

*Su içme alışkanlığı kazandırmakta çok önemli benim için.Ben çok su tüketiyorum.3 damacana birden alıyorum sık sık bitiyor diye.Hele yazın her odada şişem vardır o derece.Hele ilk doğduklarında emzirirken ne su içerdim ya.Her emzirmeye yarım litre :) Oğullarıma da ek gıda başladıklarından beri su içiriyoruz.5 aylıkken başladık suya.Hemen kulplu bir suluk aldık ve hep erişebilecekleri yerde durdu.Şimdide gün boyu suları ellerinde oluyor çok şükür.Tabi afacanlıkta yapmıyor değiller.Eğer sesleri çıkmıyorsa kesin bir köşede karşılıklı su püskürtüyorlardır...

*Rutinlerin arasında onların görevleri de var. Mesela patiklerini yerine koymak,kapıları açıp kapamak gibi.Şimdi onların işlerini yaptığımız da kıyamet kopuyor.Bir kapıyı bazen 3 kere açıp kapıyoruz.Malum biri yapınca diğeri de illa ki yapacak :)

*Başka bir rutin her şey önünde olacak.Oğullarıma kendileri yemeye alışsın diye tabaklarını önlerine koyuyordum sık sık şimdi alıştılar koymayınca yumruğu masaya vuruyor ıhıhıh. Tabağı,ekmeği ve suyu masasında olacak yoksa yemeyiz...Hele ki Toprak'ım o bu konu da daha ısrarcı.Bizim evde de herkez yumruğunu masaya vuruyor,bakalım reisliği kim alacak ;)

*Dandini...Bebekliklerinden beri söyleriz bu ninniyi.Alışmış rutine tabi.Dün Artun'u emziriyorum birden kalktı.Dandiniii dedi,öptü ve emmeye devam etti.Bende bir süre söyledim ve sustum.Açtı gözlerini Dandiniiii diye bir kızdı bende mecburen tamamen uykuya dalana dek dandini dandini dastana...

İşte bunlar gibi aklıma gelmeyen bir sürü rutin.Anne için zaman oyalayıcı,bunaltıcı ve zor olsa da çocukların gelişimi için gerçekten önemli.Eski rutinlere devam etmekle beraber oğullarıma yeni rutinler bulabilirim :)


Bu ara silüet fotoğraflara taktım.Evde bir köşe hazırlamayı düşünüyorum bakalım kafamda bir kaç bir şey var ama ne zaman uygularım orası muamma...

1 Nisan 2013 Pazartesi

EL İZİ PANO

 


Daha önce internette, facebook'ta bir çok yerde görmüştüm. Epeydir aklımdaydı. Aslında yapalı epey olsa da daha yeni çerçeveleyip asabildik. Çocuklar küçük olduğu için bu tür işler yaptırmak çok zor oluyor. İkinci denemede tutturduk neyse ki. Bir de facebook'ta ayak izlerinden bir pano var onu yapmaya çalışıyorum ama iki denemede sonuç vermedi. Oğullarım korkuyor. Onları korkutmadan yapmak için bir yol bulmalıyım. Bakalım onu kaç ay sonra yapabileceğim.

 

Kroma kağıdına parmak boyası ile bastık el izlerini.

Sıra ile;Babamız,Toprak,Artun ve Ben :)


Çerçeveyi de mukavvadan eşim yaptı. İlk önce bize gerekli olan boyutlarda ölçtü, mukavvadan kesti, siyah yapışkanlı kağıt ile kapladı.Kirlenmesin diye ön kısmına da asetat koydu. Çift taraflı bant ile oturma odamızın duvarına yapıştırdı.