31 Ağustos 2013 Cumartesi

ÖRÜNTÜ BLOKLARI

 Bundan, bundan diyor paşalarım.Sevdiler örüntü bloklarını.İlk örüntüblokları ile tanıştıklarında pek hoşlarına gittiğini söyleyemeyeceğim.Kardan adam şablonu döktürmüştüm ve bir iki uğraştan sonra kağıdı yırtıp bloklarla oynamaya başladılar.Bende bir süre ara vermeye karar verdim.

Ara verdim derken,örüntü bloklarını şablonsuz verdim.Yaklaşık 15 gün boyunca kutusunda salladık,kafamıza göre şekiller yaptık,iyice tanıdık.

 


15 gün sonunda bir kez daha şablon ile deneyeyim dedim ve tırtıl ile tavşan şablonunu döktürdüm.Bu kez başarıya uğraştım. Bir süre iki şablon ile devam ettikten sonra yavaş yavaş yeni şablonlar ekleyeceğim. Her gün mutlaka oynuyoruz örüntü bloklarımızla. Biraz şablon üzerinde biraz da kafamıza göre.Bende her gün uçak,balık ve çiçek yapıyorum . Şekillerimi arttırmak için çalışma içerisindeyim :)

29 Ağustos 2013 Perşembe

BANT SÖKMECE


 Paşalarımın oda takımlarının, desenlerinin yapışma olduğunu anlayalı uzun zaman oldu. Ara ara yolmaya başladılar.Özellikle Toprak Bey pek meraklı etiket soyma işine.Ben mutfakta yemek yaparken mutlaka bir kaç kez el atarlar. Öğrendiklerinden bu yana epey zarar verdiler etiketlere.Çok yakın zamanda hepsini sökmeyi,seneye de yeni etiketlerle süslemeyi planlıyorum.


Evimizin süpürgeliklerinin de etiketten olduğunu, Toprak Bey sökünce öğrendim.Fırsat buldukça evin farklı köşelerindeki süpürgelikleri yoluyor arkadaş :) Özellikle köşeleri. Hemen her köşemiz fotoğraftaki gibi yolunmuş bir durumda :S

 


Son olarak ta burada paylaştığım boy cetvelini söktüler. Kociş geldi, tepkisiz kaldığımı görünce çok şaşırdı ama artık paşalarıma tepki bile veremeyecek durumdayım :) İşte baktım paşalar bu kadar sökmeye meraklı daha önce bir çok blogta gördüğüm şu bant faaliyetini yapayım dedim.


Oğluşlarım meyvelerini yerken bende gittim kapıya bir sürü bant yapıştırdım.Onlara da süpriz hazırladığımı söyledim. Sevindiler,meraklandılar ama görünce bumu der gibi baktılar ve bir iki bantı söktükten sonra bırakmasınlar mı ?Deli oldum. Sonra ne mi oldu? Ertesi gün oturup tek tek ben söktüm :S

(Son fotoğraftaki süpürgeliğe de dikkat! ) :D

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Ponponla Renk Eşleştirme

 Ponpon da ponpon deyip durdum ne zamandır. Kocişe ve anneme tuhafiyelerde arattım, bulamadık. Sonra adının keçe ponpon olduğunu öğrendim,birde öyle arattım ve bulduk çok şükür. Ne şeker şeylermiş şu keçe ponponlar. Artık ponponları bulduğuma göre ponponlu faaliyetler yapabiliriz değil mi ?


Akşam bebelerimi yatırıp hemen Pintereste girdim. Daha önce beğendiğim burada bulduğum şablonları döktürdüm. Ponponları seven oğullarım için sevecekleri bir aktivite oldu ama anneannelerine şımardıkları için pek sağlıklı oynamadılar.


Ama günlük oyun programımıza dahil ettiğimde amacına uygun,severek oynayacaklarına eminim.Sanırım bende pvc kaplatsam daha iyi olacak yoksa sık sık şablon çıkarmak zorunda kalabilirim ;)

 


27 Ağustos 2013 Salı

EVA YAPBOZ (PUZZLE)

 Kuzucuklarımın yapboz ile oynamasını çok istiyorum nedense. Aslında nedeni belli, benim seviyor olmam ve stres attırdığını söylemeleri. Yapboz sevgisini, baskı yapmadan, sinsice aşılamam gerek paşalarıma :)

İlk olarak kendi resimlerinden ve sevdiği hayvanlardan 2'li ve 4'lü yapboz yaptım kendim ama afacalarım 5 dakika içerisinde paramparça ettiler sağ olsunlar.İkinci denemem ise ahşap 4'lü yapboz alarak oldu.Balık,ahtopot,yengeç gibi sevimli hayvanlar var. Malesef ikinci denemem de başarısızlık ile sonuçlandı ve paşalarım üzerindeki etiketleri çıkarmak ile daha çok ilgilendiler.Bu yapbozlarını hala ara ara veriyorum ama pek ilgilendiklerini söyleyemeyeceğim.Artık umudumu kaybetmeye başlamışken babamız bu eva yapbozları getirdi.


Çok sevdiler,zevkle oynamaya başladılar ve adını da tabu koydular. Sabah akşam tabu demeye başladılar.Hatta daral getirdiler.Tabi muzurluğu da elden bırakmadılar.Gözümü ayırır ayırmaz evaları ısırdılar.(Eva da ısırılmayacak gibi değil hani :) ).İlk gün evli ve helikopterliyi getirmişti babamız.Ev pek kesmedi hemen yaptılar ve hekopter(helikopter) için kavgalar başladı.Sıra ile yapsalar da gözleri helikopterde olunca babadan bir tane daha istedik.Evli,ağaçlı olan geldi bu kez ama favori hala hekopter. Artık yapboz sevecekleri konusunda bir umudum var. Zamanla çeşitleri arttırmayı düşünüyoruz.Başlangıç için eva yapboz harika bir şey kesinlikle tavsiye ediyorum.




22 Ağustos 2013 Perşembe

AYLAK ADAM

 


Herşeye "karşı" duran,"karşı" çıkan,"karşı"olan bir adam...

Aylak Adam...Bir adı bile yok."C."diyor Yusuf Atılgan kısaca...
Zor bir karakter,zor bir yaşam,yalın bir roman...

Kitabın arkasında böyle yazıyor ve bu yazı, kitabı gayet güzel özetliyor.
Çok kısa sürede okuyamadım ama zevkle okudum ve beğendim.
Okunası bir kitap...

21 Ağustos 2013 Çarşamba

TUVALET EĞİTİMİ 1

 Bu sayılar çok uzun süremesin, en fazla 2,3,4 ve 5. postum da ne olur bu işi bitirmiş olalım. Çok gıcık bir dönem geçiriyoruz ailecek. Bu ara patlayacak bomba gibiyim ve kimseyi alttan alamayacak kadar gerginim. Çünkü alttan aldığım, 2 yaş sendromu da olan iki haydutum var. Üstüne bir de kociş hasta oldu, gece gündüz vardiya bende. Bende grip olmak istiyorum. Hastalık bulaşsın, yatayım istiyorum :D Başlıktan da anlaşıldığı gibi tuvalet eğitimine başladık sayılır.Sayılır diyorum çünkü bezi haftaya atıyoruz.Oğullarım yaklaşık 18 aylık olunca, çişlerini ve kakalarını yaptıktan sonra söylemeye başladılar.Bir iki ay içinde yaparken söylemeye başladılar.20 aylıkken onlara tuvalet adaptörü aldım. Amacım lazımlığı eve sokmamaktı ki, malesef paşalarım soğuk olduğu için oturmak istemediler.Ben de çok ısrar etmedim.Bir süre bekleyip yeniden deneyecektim.21 aylık civarında memeden kestim.(Memeden kesme ile ilgili de bir yazım gelecek inşallah ) İki kriz birden yaşamamak adına tuvalet eğitimini biraz daha erteledim.Memeyi tamamen unuttukları zaman istemeden de olsa eve lazımlık aldık.İlk önce ona da oturmak istemedilerse de sonunda oturdular ve bazen çiş, bazen kaka yapmak hoşlarına gitmeye başladı.Sonra araya tatiller gireceği için lazımlık işini biraz daha uzattım ve Giresun'a gidince de bir lazımlık aldık.Aynı düzen orada da devam etti.Eve döndüğümüzde lazımlıkla araları çok daha iyi oldu her fırsatta içini ellemeye, birbirinin kafasına geçirmeye başladılar.Bu durum beni iyice çileden çıkarmaya başladı.Artık lazımlıktan kurtulmak gerekti ama yine adaptöre oturmak istemediler,zorlamadım.Bezi çıkaracaktım ki dedim şu Ankara tatili de bitsin öyle çıkarırım.Ankara da lazımlık yok ama adaptör vardı Aybüke için.İşte bu benim tam aradığım fırsattı! Ankara'ya gidince; annecim burada lazımlık yok muş! Buna oturmamız gerek dedim. Artun'u oturtmanın zor olacağını düşündüğümden ilk Toprak ile başladım.Biraz çekinerek oturduysa da ağlamadı ve sıkıntı yapmadı.Elimde kamera, alkışlar paşamı cesaretlendirdi. Tabi Artun'da, Toprak oturunca oturdu.Ve geriye aynı düzenle evde devam etmek kaldı.Eve gelir gelmez,onlar görmeden lazımlıklarını saklayıp adaptörü koydum.Ve lazımlıklara elveda... ;) Sadece alaturka tuvaletimiz de kaldı mecburen ama onuda çocuklarla çok kullanmadığımız için sorun olmuyor.Lazımlık mevzusunu da tatlıya bağladıktan sonra geriye çiş,kaka gelmeden önce tuvalete oturmak kalıyor.Kaka vakitlerini bilmek inanılmaz yardımcı oluyor.Sabah uyanır uyanmaz tuvalete oturtuyorum ve varsa kakalarını yapıyorlar.Genelde sabah yapıyorlar.Sabah yaparlarsa birde meyveden sonra 16:00 gibi birde akşam yemeğinden sonra 20:00 gibi yapıyorlar.Sabah yapmazlarsa Öğle yemeğinde ve akşam yemeğinde yapıyorlar. Artun çok nadir bezine kakasını yapıyor.Toprakta çok nadir tuvalete kakasını yapıyor.Ama çok deniyor kendini zorluyor olmuyor.Tuvaleti gelince kaka diyor ama ısrarla tuvalete oturmak istemiyor.Hemen her seferinde çişini yapıyorlar.Özellikle Toprak'ın yanında konuşmamaya özen gösteriyoruz.Yaparsa kızmıyoruz ama ısrarla yapmıyor.İşte belki işe yarar düşüncesi ile gülen suratları yaptım paşalarıma.Hemen herkesin tuvalet eğitimde kullandığı yöntemlerden birisi.


A4 lazer etiketine, internetten indirdiğim gülen suratların, çıktısını aldım. Beğendiğim fotoğraflarından birer tane küçük boy çıktısını aldım.Ve diğer gerekli malzemeler  makas,çift taraflı bant ve asetatlar.


Fotoğrafları asetatın bir yüzüne koyup çift taraflı bant ile yapıştırdım. Asetatın alt kısmına da boylu boyunca çift taraflı bant çekip banyoya fayansların üzerine yapıştırdım.İlk gülen suratlarını da sabah kakalarını yaptıkları için ben yapıştırdım.



Bu postu hazırlayana kadar 3 gülen surat daha yapıştı.Ve üstelik GENDİLERİ yaptıştırdı. GENDİLERİ kelimesi, ayrı bir post hazırlanacak kadar önemli bizin için.En kısa zamanda gelecek.Şimdilik sevdik biz gülen suratları...

16 Ağustos 2013 Cuma

KEÇE MASKE

 Ne zamandır paşalarım için maske yapmak istiyordum.Birlikte oyun kurup oynarlar belki diye.İlk önce meraklı minik dergisinin verdiği inek maskesini kalıp olarak kullanarak inekli maskeyi yaptım.



Daha sonra internetten çıkardığım ördek şablonu ile de ördekli maskeyi yaptım. Kocacığım her ne kadar Ninja kaplumbağalara benzetse de o bir ördek...Biraz büyük oldu,inekli olan daha yüzlerine uygun.

 


Sabah, kahvaltılarını bitirmeleri için sabırsızlandım.Yemekten sonra size süprizim var dedim.Kamerayı falan hazırladım taktım,gülüştüler ve,ve,ve dediler.Verdim ama Artun hiç takmadı :( Toprakta hemen taktı çıkardı.2 gündür uğraştığım maskeleri, bir iki kez daha oynadılar ve fırlattılar bir kenara . Bildiğiniz gibi değil fena bozuldum bu duruma :S

 


Neyse dedim; akmaz, kokmaz büyüdüklerinde oynarlar herhalde. Gün içinde Toprak ördekli olanı taktı ve Artun'u yiyormuş gibi yaptı.İkisi de çok güldü,eğlendi. Bende böylece biraz rahatlamış oldum ;)


11 Ağustos 2013 Pazar

ANKARA BAYRAM TATİLİ

 Bir Ramazanı ve Bayramı'da geride bırakıp geldik evimize.Pazar sabahı erkenden, sağ salim evimize geldik çok şükür.Tatil güzel,gezmek güzel ama ben evimi seviyorum yahu...Evime gelince kendimi rahat ve inanılmaz huzurlu hissediyorum. Tabi gezmek ve ailelerimizle birlikte olmakta çok güzeldi. Özellikle pamuk şekerimi görmek çok çok güzeldi. Gerçi pamuk şeker artık kardeşleri ile daha çok ilgilense de beni sevdiğini bilmek bile güzel :D Eşim içinde sevdiklerini görmek güzeldi ama ikimizde çocukların peşi sıra koşmaktan epeyce bunaldık.Malum her yer korumasız ve karıştırılacak yer dolu olunca her daim tetikte olmak gerekiyor.Paşalarıma gelince harika bir yaz geçirdikleri söylenebilir. Bol bol sosyalleşip, yeni yerler, yeni insanlar tanıdılar. Giresun'da olduğu gibi bol bol şımardılar.


Bizim parklarımızda olmayan bu döndürü çok sevdiler.Her parka gidişte döndüre mutlaka bindiler.Döndür döndür :)

 


Harikalar diyarına gittik, severler düşüncesi  ile ama pek ilgilerini çekmedi diyebilirim.Çizgi film izlemiyorlar ki Şirinleri,Pamuk Prensesi , Joe Dalton'u tanısın oğullarım. Joe'den  çok kapçası(şapkası) ile ilgilendi Toprak Bey :)


Harikalar diyarında en çok etrafı gezdiren trenden zevk aldılar.Çuf Çufa binmek onları epey heycanlandırdı ama çabukta sıkıldılar. Sonlara doğru bitti bitti bile demeye başladılar.


Hayvanat bahçesine götürmeyi çok istedim paşalarımı ve gittik.Tam bir hayal kırıklığı oldu diyebilirim.Hiç ilgilenmediler desem inanırmısınız? Sıcak ve kalabalık olması dikkatlerini çok dağıttı.Hayvanlara bu ne deyince cevap verdiler ama ne ayıların yaptığı hareketlere,ne maymunların yaptığı şebekliklere ne de zürafanın,aslanın ürkütücü güzelliğine ilgi gösterdiler.Bu ne annecim?Ayuu :S Biraz tavşan ile ilgilendiler o kadar...Çocuklar ilgisiz kalınca fotoğrafta çekmedim.Zaten önceden çektiğim fotoğraflar var ama yukarıdaki güzelliği çekmeden edemedim.Ne kadar asil ve güzel değil mi?Bir de babaannemize yakın bir yerde akvaryum var.Fotoğraf çekmedim orada ama daha çok ilgilerini çekti diyebilirim.Balıklar,kaplumbağ ve tabi timtah :)


Bayram demek tıka basa yemek demek.Bayramdan bir kaç gün önce başlar hazırlıklar.Sarmalar,tatlılar,börekler...Ve bayramın vazgeçilmezi baklava; Meloşumuzun ellerinden.Zaten benden bu tarz tarifler beklemeyin :) Bayramda Meloş yaptı biz yedik hepsi de birbirinden güzeldi.

 


Ve benim favorim soğan dolması...Allah'ım nasıl güzel bir lezzettir öyle...Rahmetli anneannenin soğan dolması meşhurmuş.Onun yerini Meloş almış. Bende öğrendim yapılışını . Aslında yapılışının fotoğrafını da çekmiştim ama iyi çıkmamış.Ölçüler ile yaptığım zaman ona özel bir post yayınlarım artık. Meloşun yerini de ben alıcam kafaya koydum ;) Bu arada Meloş en küçük teyzemiz.


Bu da kocacığımın unutamadığı ve annemin ki gibi olmamış dediği , benim tutturamadığım el böreği. Meloşun ellerinden :) Bir de fotoğrafını çekmediğim nişastalı börek vardı oda çok güzeldi. Gün boyu yenilen yemeklerden sonra akşam balkon keyiflerinde yenilen kuruyemiş,tatlı,dondurmadan sonra uzun süre ağır yiyecekler yiyeceğimizi düşünmüyorum.Bayram sonrası bol sebze ve zeytinyağlı tüketip dengeyi bulmalı acilen değil mi ama? Yedik,içtik gezdik geldik. Şimdi işin en gıcık kısmındayım valiz boşalt,yıka,ütüle...