29 Ekim 2013 Salı

TUVALET EĞİTİMİNDEKİ KÖTÜ GİDİŞAT ...

 Erkek değil mi hepsi aynı işte :) Ne anlarlar saatlerce tuvalette oturmaktan hiç anlamam.İşte benim erkeklerim de aynı, saatlerce tuvalette kalabilirler.Tuvalete oturtmak bir dert,çıkarmak ayrı dert.Sanırım çocuk bakmanın en zor,en gıcık,en sabır isteyen...enlerle dolu yanı şu tuvalet eğitimi. İnanır mısınız kafamı duvarlara vuracak kadar çileden çıkarıyorlar beni tuvalette.Tuvalet kağıdını; daha önce de yazdığım gibi bir gün ağızlarına dolduracak kadar sabrım taştı.Günde 1 tuvalet kağıdı harcıyoruz ya.Her kapı açılışında ben kaçtım diyip tuvalet kağıdını alıp kaçıyorlar ve param parça ediyorlar.Bazen ellerine geçtiği gibi klozete fırlatıyor bazen de lavabonun içine koyup suyu açıyorlar.Birinin çişi geldi mi ötekinin de geliyor.Lazımlık 2 tane aynı renk ve aynı model.Ama nedense ikisi de aynı lazımlığa oturmak istiyor.Ya da ikisi de klozete yapmak istiyor. Hadi oturma kısmını atlattım diyelim,bu sefer de biri diğerinin lazımlığını tutar öteki tutma der ve başlar mı kavga hadi onu da hallettim diyelim bu sefer birbirinin peçetelerini alırlar.Biri alır diğeri kıyameti koparır.Hadi diyelim onu da atlattım.Çiş,kaka bitti mi derim? Da Varrrr. Bitti mi? Da Varrrr... Enin de sonunda biter ve yeni bir dert başlar. İkisi de aynı anda kalkmak ister ve ben ancak birinin altını zapt edip, temizleyebilecek 2 ele ve  güce sahibim.Hadi onu da atlattım diyelim; biri kalkar lazımlığını dökmeye çalışır,ben bir taraftan ötekini temizlemeye, bir taraftan da lazımlığı kurtarmaya çalışırım.Ama kaçınılmaz bir son mutlaka beni bekler.Ya lavaboya çıkmış üstlerini ıslatmışlardır. Ya lazımlığın içindekileri boşaltmışlardır ya da tuvalet kağıdını alıp kaçmışlardır...İşte ben bu sahneyi günde en az 5 en çok 10 kere yaşıyor ve çıldırıyorum :D Aşağıda ki fotoğrafta Toprak Bey'in tuvalet keyfi.Hayır bedenim,beynim yorulduğu gibi cevap vermekten ağzım yoruluyor desem de inanmazsınız tahminimce...Anne kay kay...Anne uyu...Anne  yıldız...Anne baykuş...Anneeee....

 


Peki benim bu işkenceyi yaşamamın sonucunda ne durumdayız? Artun'a bayramdan 10 gün önce falan bezi yeniden taktık.Artık gerçekten kafayı yemek üzereydik.Çünkü iyiye gideceğini düşündükçe kötüye gitti.Hiç çiş geldi demiyor , ısrarla üstüne yapıyor ve inatla tuvaleti red ediyordu.Her yolu denedik. Kendi haline bıraktık yok. Dergiler,etiketler,kitaplar... Olmadı..Toprak'ın iyi giden tuvalet alışkanlığının da bozulmasından korkuyorduk ama Toprak'ın yeniden beze dönmesini bile göze alarak bezi taktık lakin çok kötü durumdaydım.Bez takınca ailecek rahatladık. Toprak'ta hiç bir gerileme olmadı,Allah'ıma binlerce kez şükür.Ben rahatladım, her an nereye çiş yapacak demiyordum artık. Artun'da bana kızdığı zamanlar bez olduğunu unutup anne çiş yaptım diyordu.Bez var annecim bir şey olmaz dedim.Bezi çıkarıp dışarı çiş yaptı, anne çıkardım :S Allah'tan çok uzun sürmedi ve bezli hayata geri döndük.

Artun'a tuvaleti nasıl alıştıracağımız konusunda da hiç bir fikrim olmasa da hala bir çaba içerisindeyim, çaktırmadan.İlk önce bezlendiği için kınamıyoruz.Yanlarında tuvaletle ilgili konuşmamaya özen gösteriyoruz. Bazen bezi takmak istemiyor.Bez ııh ,bez yok...diyor,takmıyorum. Arada bir tuvalete yapıyor. 2-3 sefer üst üste altına kaçırınca,tekrar bezi bağlıyorum. Genelde oda sesini çıkarmamış oluyor.İnat ederse ; tamam istemiyorsan takmam ama bir daha yaparsan ben çok üzülüceğim ve bez takmak zorunda kalacağım diyorum ve kaçırıyor bende bezi takıyorum.Muhtemelen yanlış yapıyorum ama başka bir şey aklıma gelmiyor ve sabrım da yetmiyor... Lazımlıkları kaldırmıştım yeniden kullanıma açtım.Lazımlığa oturması için özendiriyoruz.Benim çişim geldi,birlikte gidelim mi gibi...Etiketler,dergiler...

Sıkça neden sorusunu ve nerede hata yaptığım konusunu düşünmekteyim. En büyük hatam kendi başıma tuvalet eğitimine başlamam oldu sanırım. Keşke pedagog eşliğinde başlasaydım.Onun dışında yaptığım bir hata göremiyorum ama çocuklar tahminimizden daha hassas ve akıllılar.Belki istemeden,bilinçsizce yaptığım bir hareketimden dolayı bir şeye üzülmüş,kıskanmış ya da korkmuş olabilir...Bir de neden sorusuna cevaplarım var...Mesela oyunu bırakmak istemediği için tuvalete gitmediğini,soğuk olduğu için oturmak istemediğini,bazen çiş yapmaya çalışıp konsantre olamadığını ,tuvaleti kullanarak yaptırmadığım şeyler için beni cezalandırdığını,uyumamak için çiş bahanesini kullanması ve tutup tutup en sonunda kaçırdığını düşünmekteyim.Bol su içmelerinin ve havaların soğumasının da etkisi var tabi ki...İşte tuvalet eğitimindeki kötü gidişatımız bu yönde . Bu gidişle daha çok tuvalet eğitimi ile ilgili post yayınlayacağım galiba... :( Ühühü Ühühü Ühühü

25 Ekim 2013 Cuma

YUMURTALI PATLICAN KIZARTMASI

 


Tam adının ne olduğunu bilmesem de nette araştırdığım kadarı ile topan patlıcan,yuvarlak patlıcan,musakka patlıcan denilen kısa tombiş patlıcanlardan almış kocişim geçenlerde.Bu sefer değişik bir şeyler yapayım dedim ve Urfa yöresine ait olan yumurtalı patlıcan kızartmasını yaptım.Ailecek severek yedik.Paşalar sarımsaklı yoğurtlarını acu acu diyerek yeseler de köfteye benzettikleri patlıcanları sevdiler :)

MALZEMELER;

*3 Adet tombiş patlıcan
*3 yumurta
*2-3 çay bardağı un
*tuz
*Kızartmak için sıvıyağ

YAPILIŞI;
*Patlıcanlar güzelce yıkanır,soyulur ve ince ince yassı şekilde doğranır.
*Un ile tuz iyice karıştırılır.
*Kestiğimiz patlıcanları ilk önce una daha sonra da çırptığımız yumurtaya bulayıp kızgın yağda kızartılır.
*Bol sarımsaklı yoğurt ile sıcak sıcak servis yapılır.

AFİYET OLSUN...

23 Ekim 2013 Çarşamba

SÜZGEÇTEN İP GEÇİRMECE ve TOP YAPIŞTIRMACA

 Fırsat buldukça paşalarıma faaliyetler yaptırmaya devam ediyorum.Aklımda olan yaptırmak isteğim bir yığın faaliyet var.Her akşam paşalar uyuduktan sonra ertesi gün için bir plan hazırlıyorum.Sabah oluyor güle oynaya kalkıyor ve paşalar ile öpüşmeler,koklaşmalar...Sabah tuvaletinden,üst değiştirme ve kahvaltı faslından sonra daha bende ne faaliyet yapacak hal kalıyor ne de keyif.Adamlar beni bir saat içinde bitiriyor resmen.Neyse; ya sinirlendiğim ya da yorulduğum için yaptıramıyorum.


Hoppp öğlen uykusu oluyor, ben bir nebzede olsa dinleniyor ve sakinleşiyorum. Kafamın üzerinde baloncuklar ve içinde de yapılacak faaliyeler... Beyefendiler beni bazen uyanır uyanmaz bazen de meyveden sonra yine çıldırtıyor ve faaliyetler de bir başka güne kalıyor...

 


İşte arada çıldırmadığım zamanlarda internette pek çok yerde gördüğüm süzgeç faaliyetini yaptım.Kim akıl etmişse inanılmaz yaratıcıymış. Bedava faydalı oyuncak ama yine gelin görün ki benimkiler çok az oynadı.Ispanak ayıklarken oyalansınlar demiştim,severler sanmıştım amma annemle birlikte ayıkladığımız 2 kilo ıspanağın yarısını bile bitiremeden kaldırıp attılar.Yine de arada verebileceğim yeni bir oyuncak daha bulduğum için mutluyum ;)


Bir de yine bir çok bloglar da,Pinterest'te gördüğüm son olarak ETKACA'da görüp bende bugün yapayım dediğim top yapıştırmaca oyunu. Bantaları kapıya yapıştırıp top atıyoruz.Ben bantları epeyce yukarı yapıştırıp bir süre kendim oynadım ve topların atma ile yapışmadığını test etmiş oldum.Bantları onların boyuna göre yeniden yapıştırdım. Sonra rengine göre yapıştırttım bir kaç tane ve daha 10 top bile yapıştırmadan kopardılar bantları.(Zaten çatlamışlardı ben yaparken koparamadıkları için :) )Tekrar yapıştırdım ki bant bitti. Babaya sipariş verildi. lk fırsatta tekrar denemek istiyorum,umarım bu sefer başarılı olabilirim.

21 Ekim 2013 Pazartesi

İSTANBUL AKVARYUM

 Oğullarım ve Meyt abileri...Benim paşam büyüdü oğullarıma da abi oldu.Daha hastanede ki halini ve dişi kaşınırken bacağımı kemirdiği günü hatırlıyorum.Şimdi büyüdü kardeşlerine abilik yapıyor. Meyt abileri benim kuzenimin biricik oğlu MERT. Meyt abilerinin yeri ayrı oğullarım da.Bana da Seytap Hala demiyor mu ? Çay şekeri gibi eriyorum :) Telefonda bir muhabbet ediyoruz ki görülmeye değer...


Gün içinde bir çok kez sayarlar sevdikleri insanları; Anne,baba,Artun,Toprak,anneanni,dede,teyze,babanni,Afite teyze annani(Biz teyzeme teyze derken çocuklara anneanne dedirttiğimiz için çocuklarda böyle bir yol buldu)Hasan dayiiii,Dülay teyze ve tabii MEYT abiiii...

 


Legodan masa sandalye yapıyoruz.Sandalyeye kimler oturuyor diye soruyorum ve Meyt abileri mutlaka onlara yakın yerde oluyor , ben aksini söylersem sandalyeyi değiştiriyorlar ve abilerini yanına alıyorlar...Her sabah kavaltıda; Meyt abi okuu(Mert abi okulda),Meyt abi tati (Mert abi tatilde)Yine uyurken sayarlar herkezi ve mutlaka dayısını,teyzesi ve Meyt abilerinin uyuyup uyumadığını sorarlar..Parka gideceğimizi duyduklarında anne Meyt abiiii??? (Meyt abi de orda mı? ) İşte bizim bir Meyt abi sevdamız var...


Ve epeydir görüşemiyorduk Meyt abileri ile ... Meyt abilerinden pazar günü gelen akvaryumu gezme teklifine evet diyerek harika bir gün geçirdik.



Florya da bulunan İstanbul Akvaryum'a gittik. Çeşit çeşit balıklar,deniz canlılarını görmek son derece keyifli ve de şaşırtıcı.Ne kadar farklı, ne kadar çok canlı türü var ve hepsinin bir yaradılış sebebi...


Fotoğraflarını çekmek ise ayrı bir zevk... Flaşlı çekime izin verseler ve birde paşalar kucak istemeseydi daha güzel fotoğraflar çekebilirdim ya buna da şükür.


Bir de yağmur ormanları var ki sormayın gitsin.Çok gerçekçiydi doğrusu...Hem akvaryumun en güzel bölümlerinden hemde bir an önce dışarıya çıkmak için can atıyorsun. Allah'ım o nasıl bir nemdir öyle...Birde akvaryumla ilgili yazıları okurken Şelale Kadak'ın burada ki yazısına rastladım.Bizde o hayvanı görememiştik ne olmuş acaba diyorduk...Aslında şaşırmadım. Sümela manastırına sevdiğinin ismini kazıyan,tuttuğu takımın adını spreyle yazan insanlardan, hayvanlara  da bozuk para atmasına şaşırmadım doğrusu.Yazık hayvana diyeceğim ya.Bunu yapanlara daha çok acıyorum doğrusu...


Neyse, akvaryumda bir de buzdağı  vardı onu çekmemişim ama güzeldi.Yanında da ,bu güzel kutup ayısı ve penguen vardı.Gezdik,eğlendik,yorulduk ve acıktık.Herkes balık yemek konusunda hemfikirdi...Mangal yapılması konusunda bayanlar istekli, beyler gönüllü olunca, üzerine birde mangal keyfi yaptık kiii ohhh. İlerleyen saatlerde de paşaları zor da olsa uyutup biraz da çay keyfi yapıp, bolca sohbet ettik.Darısı diğer buluşmalara artık...


 

11 Ekim 2013 Cuma

PAPYON YAPIMI

 Ne zamandır paşalarıma papyon yapmak istiyordum. Uzunca bir düşünme,karar verme ve uygulama evresinden sonra çok şükür bitirdim.


 İşe, giymediğim kırmızı ceketimi bulmak ile başladım :) Bulunca da, yukarıda ki ölçülerde 3 parça kestim.İkiye katlayarak tüm etrafını diktim.


Son olarak büyük parça ile en küçük parçayı kullanarak papyonu,en uzun parça ile de papyonun bağını yaptım.Ben biraz uzun tutup çıt çıt kullanmayı tercih ettim.


Gel gelelim benim paşalar papyondan hoşlanmadı.5 dakika içinde kaldırıp atıyorlar.Bu çıt çıt dikme fikri benim paşalar için pek uygun olmadı.Daha değişik bir çözüm bulmam gerekecek galiba ;)

 

1 Ekim 2013 Salı

DELİKTEN PİPET ATMACA VE ŞEKLİNİ BUL OYUNU

 Daha önce yaptığımız ponpon atmaca oyununun bir değişiği pipet atmaca. Atılacak yer ve atılan obje farklı olunca,amaç aynı da olsa yeni oyuncak etkisi yaratıyor.


Bu aralar paylaşma üzerine çok duruyorum. Malum hiç bir şeyi paylaşmak istemiyoruz. Onun için pipetleri renk renk ayırıyor, kardeş payı yapıyoruz ve minik delikler açtığım kapaktan içeriye atıyoruz. Anne bir ara kaybolunca pipetleri ısırıyor,kutuyu dişliyor ve kapağı saklıyoruz :S

(Gaydeyş payiii)


Bir de yine geçen haftalarda yaptığım şekil eşleştirme var. A4 keçeye, kırmızı kurşun kalemle, bir kaç oyuncaklarının şeklini çizdim .Aslında amacım siyahla gölge yapmaktı ve gölgesini bul oyunu olacaktı.Ben çizim işlemini yaparken paşalar uyandı ve şekilleri yerlerine koymaya başlayınca böyle kalsın dedim.Adına da şeklini bul koydum :D Arada bir alıp oynuyorlar,oyuncakları çok dağıttıkları için;koyacakları şekilleri aramaları biraz zaman alsa da zorlanmadıkları için hoşlarına gidiyor :)