30 Kasım 2015 Pazartesi

İKİZLER VE OKUL

 


Biraz geç paylaştığım bir yazı ama özellikle geç paylaşmayı istedim lakin çocuklar zamanla değişebiliyor .2 aylık okul dönememizin o an ki psikolojim ile  özeti;

28 EYLÜL 2015 günü okul maceramız başlamış bulunmakta. Çokça heyecanlı ve tedirginim. Dahası çok korkuyorum. Oğullarıma güvenim sonsuz ve aynı şekilde onlarında kendine güveni tam ama ben kötü insanlardan, hatta kötü çocuklardan korkuyorum. Kötü çocuktan kastettiğim ise; dışarıda sıkça karşılaştığımız saygısız ve vurma eğilimli çocuklar. Sırasını beklemeyen, ailelerin gözünde açık göz olan ama asılda saygısız yetişmiş ve istediği şeyleri alamayınca vuran ve yine aileleri tarafından kendini ezdirmediği için alkışlanan çocuklar...İşte bu sebeptendir ki çok korkuyorum...

Paşalarıma gelince, onlar hallerinden (Allah'ıma çok şükür, maşallah) gayet memnun. Okulu benimsediler, gitmek istiyorlar hatta tatil gününü bile hesap etmeye başladılar. Babayla bizim tatil günümüz derken göğüsleri gururla kabarıyor ve gözlerinin içi gülüyor. Haftanın ilk üç günü 1,5 saat, haftanın son iki günü de 2 saat ders yaptılar. İlk gün sınıfta ağlayanlar çok olunca ben bir hayli endişelendiysem de çok şükür bir sıkıntı olmadı. Alıştırma haftası olduğu için şarkılar söylenmiş, boyamalar yapılmış ve oyuncaklarla oynanmış. İsimlerini öğrenmek adına yakalarına takılan yıldız,kalp ve gülen yüzler ile gururları okşanmış...İkisi de öğretmenini sevmiş ve anne çok güzel bir gün geçirdik diye çıktılar her gün çok şükür.(Maşallah)

Bir hafta boyunca diğer velilerle de tanışıp sohbet ettik.Endişelerimizi paylaştık.İlk haftamızı bir sıkıntı olmadan atlattık çok şükür ve bir haftalık öğrenci olmanın verdiği gurur ile ikinci haftamıza başladık...

İkinci haftada gayet iyi geçti çok şükür,haftanın bir günü de okulda tiyatro vardı pek mutlu olmuşlardı,faaliyetler,şarkılar,oyunlar...Veli toplantıları da yapıldı konuşulması gerekenler de konuşuldu ve şimdilik bir aksilik olmaksızın öğrencilik hayatımız devam etmekte. Allah'ım başarılı bir öğrencilik yılı nasip etsin paşalarıma...

Daha sonra ki haftalarda da bir gün sihirbazlık gösterisi izlediler,aile katılımları, faaliyetler,şarkılar,şiirler ve okula hazırlık çalışmaları yaptılar...

Geçen cuma ise Atatürk Köşk'üne gezimiz vardı.Onlar mutlu ben ise çok kaygılıydım.Tuvaleti gelirse ne yapacaklar,ya arkadaşlarından ayrılırlarsa,ya araba fren yapıp camdan fırlarlarsa gibi türlü felaket senaryoları hazırladım.Allah'ıma çok şükür kazasız belasız gidip geldiler.Velhasıl başından beri olduğu gibi paşalarım okulun hakkını veriyor ve bana da geriye sadece tadını çıkarmak kalıyor...

Okula karşı tepkilerimizi yazdıktan sonra ikizlerde korkulan en önemli nokta hakkında biraz yazmak istiyorum.İkizler aynı sınıfta mı olmalı? Ayrı sınıfta mı olmalı? Ben konunun uzmanı değilim, bu konuda eğitim de almadım ama ayrı sınıfta olması gerektiği görüşü daha yaygın (hatta aynı sınıfta olması gerektiği gibi bir görüş okumadım ama hani diyen uzmanda vardır diye yaygın yazıyorum) Peki biz ne yaptık? Evet uzmanları dinledik ve ayırdık. Aslında eşim de bende zaten öyle istiyorduk.  Konuştuğum tüm öğretmenler siz mi istediniz ayrı sınıfları diyerek, takdir ettiklerini belirtmeden edemeyeceğim. Şimdi ikizleri ayırdığımı duyan bir çok kişi;aaaa niye ayırdın kız, yazık diyorDirekt uzmanlar öyle olması görüşünde diyerek sadece benim düşüncem olmadığını belirtsem de farklı görüşlere bu durumu kabul ettirmem zaman alıyor açıkcası... Ne acı ki ikizler dışarıda ki insanlar tarafından bile bir bütün olarak algılanırken onların tek başlarına bir birey olduklarını kabul etmelerinin kolay olması beklenilmez... Bu konuda ikiz annelerine neden ayırdığımı ve sonuçlarının neler olduğunu yazmak istiyorum ki, aynı sınıfa vermek isteyenleri bir kere daha düşünmelerini sağlarım belki...Yine belirtmek isterim ki ben bu konuda hiç bir eğitim almadım,sadece tecrübelerimi sizlerle paylaşıyorum o kadar...

Neden ayrı sınıflar?
*İkizler bir arada olup kavganın olmaması mümkün değildir.Arkadaşlarına göstereceği anlayışı ve saygıyı birbirlerine aynı seviyede asla göstermezler.
*İkizler birlik olup haylazlık yapmadan da duramazlar.
*İkizler anlaşsın anlaşmasın birlikteyse arkadaşa ihtiyaç duymaz ve doğal olarak sosyalleşmeleri zaman alır.
*İkizler annelerinin tüm uğraşlarına rağmen kıyaslanır ve ayrı sınıfta olması bu kıyaslamayı nispeten azaltacaktır.
*İkizler birbirleri ile girdiği yarışta kardeşinin başarısı altında ezilebilir.
*İkizler bir gün yalnız kaldığında tek başına ayakta durmakta zorlanmayacaktır.
*İkizlerin genelde biri daha sosyaldir ve daha çabuk kaynaşır.Aynı sınıfta oldukları takdirde diğeri hiç arkadaş olmaya çalışmayacak ve kardeşinin bulduğu arkadaşlar ile iletişime geçecektir.
*Yine genelde biri baskın olacak, diğerini yönlendirmeye çalışacak ve diğerinin gerçekten tercih ettiklerini seçmesini engelleyecektir.

Peki ayrı sınıflarda olunca neler oluyor?
*Birbirlerine anlatacak bir çok konuları oluyor.
*Birbirinden ayrı kaldıklarında dehşete düşmüyorlar.
*Arkadaşlarını birbirine tanıştırıyor ve onlar hakkında yorum yapıyorlar.
*Öz güvenlerinde ciddi bir ilerleme kaydediyorlar.
*Arkadaşlarına birbirlerinin desteği olmadan iletişime geçiyorlar.
*Faaliyet yaparken birbirlerine müdahale edemiyorlar.

Bunlar sadece aklıma gelenler diye bitiriyor ve ikizleriniz varsa mutlaka uzmanları dinleyin diyorum.


26 Kasım 2015 Perşembe

KEDİLİ PİLAV SUNUMU


Evet nerede kalmıştık Uzun bir ara verdiğimiz sunumlarımıza paşaların isyanları sonucunda kaldığımız yerden devam edelim değil mi? Başlangıcı; Meraklı minik dergisinde gördüğümüz kedicikli pilav ile yaptık. Kıvırcıkları yıkayıp zemine kopararak serdik, kırmızı köz biberden yıldız kalıp kullanarak yıldızlar yaptık. Streç filme koyduğum pilavlar ile kedi deseni verdik(görüldüğü kadar zor olmuyor).Zeytinlerden de detayları yaptık, maydanoz olmadığı için de bıyıksız kaldık . Bu ara birlikte zaman geçiremediğimiz için bu etkinlik bize iyi geldi tavsiye ederiz.

 

17 Kasım 2015 Salı

BİR KAÇ OJE ÖNERİSİ ...

 


Gabrininin bu neon serileri biraz geç kapansa da renk tonları olarak çok hoşuma gidiyor. Pembe rengi de sık kullandıklarımdan. İlk iki fotoğrafta da aynı oje tek fark ikinci fotoğrafta minik puantiyeler ile çiçekler uyguladım. Minik puantiyeleri ister ojenin kendi fırçası ile az oje alarak,
isterseniz de kürdan yardımı ile yapabilirsiniz...

Bu yazdan kalma süslemeyi de bol bol vaktiniz var ise uygulamanızı tavsiye ediyorum. Lakin bol oje kullanılarak yapıldığı için çok geç kuruyor . Ben zemine beyaz üzerine parlement mavisi uyguladım. Beyaz ojeyi sürer sürmez hemen mavi ojeden bolca alıp damlatıyor ve bir süre hiç hareket etmiyorsunuz. Kurumayan beyaz zemine damlayan mavi oje ;dağılarak hoş bir görüntü oluyor. Tırnakları tek tek yapmayı sakın unutmayın lakin zeminde ki oje kurumamış olmalı ve elinizi de çabuk tutun. 

Halhal en sevdiğim takılar arasındadır. Hava ısınıp botları ne zaman kaldırırsam, halhallarım çıkar piyasaya .



Sarı en sevdiğim renklerden nedense bana huzur veriyor, hardal sarısı değil ama böyle açık canlı sarıları seviyorum. Moda olmayınca da çok fazla sarı bulunmuyor ya da renk tonu hoş olmuyor. Ojede de sarı ve siyah uyumunu çok seviyorum. Puantiyeyi seviyorum ama ojelerde iki kat daha seviyorum, çok hoş duruyor. Bazen neden tek parmağıma uyguladığım soruluyor, benim için bunun tek sebebi var vaktimi bu kadar ayırabildiğim.

16 Kasım 2015 Pazartesi

KEDİ DESENLİ LAVANTA KESESİ

 


Kedileri seven ya çok seviyor ya da nefret ediyor. Ben sevenlerden olsam da dokunamadığımı da belirtmek isterim. Bana zarar vermeyen her canlıyı sevmekle birlikte uzakta durmayı tercih ederim. Keşke bende elime alıp mıncırabilseydim ama yapamıyorum malesef. Kediyi hele de yavru kedileri çok sevdiğimden; kedi deseni de tercihlerim içinde oluyor. Bu sevimli kediyi görünce de hemen işlemek istedim ve çokta şirin oldu ... Küçük bir şeyler ile oyalanıp kafa dağıtayım derseniz lavanta keseleri tam size göre, sıkılmadan bir çırpıda bitiyor, bu kedinin şablonunu isterseniz mail olarak atabilirim, iyi geceler...

5 Kasım 2015 Perşembe

YENGEÇ ve BALİNA DESENLİ LAVANTA KESESİ

 


Hurçlarımın içlerine koymak için yaptığım desen desen lavanta keselerimden ilki; yengeç ve balina desenli. Minik minik desenler yapmak çok daha keyifli. Hem çabucak yaptığın ortaya çıkıyor hem de uzun süre elinde sürünmüyor. Daha bu keseciklerden farklı desenler de bol bol göreceksiniz lakin her yeri lavanta kesesi yapmayı düşünüyorum .

 


4 Kasım 2015 Çarşamba

ŞİMŞEK MCQUEEN DUVAR KAĞIDI UYGULAMA

 


Baharda paşalarımız için yaptığımız Şimşek Mcqueen'li duvar kağıdımız.Odamızın bir duvarını çocuklara bir duvarını da kendimiz için ayırdık.Bu onlara ayırdığımız bölüm U şeklinde olan bu bölüm paşaların çalışma yeri olacak.Şimdilik minik masa ve sandalyeleri var ama büyüdüğünde beyaz çalışma masası almayı düşünüyoruz.Bu konuda İkea çok iyi. Birbirine uyan farklı modeller mevcut.Tek tek alabiliyor ve istediğiniz zamanda takımı tamamlayabiliyorsunuz.Mcqueen'li duvar kağıdımız Koçtaş'tan.Çeşit olarak bu konuda Koçtaş çok başarılı bence...Duvar kağıdına başlamadan önce gerekli malzemeler;

*İstediğimiz desende duvar kağıdı (Yapıştırılacak alan ölçülüp, geniş aralıklı desenlerde çok fazla fire verildiği göz önüne alınarak,satın alınacak rulo adeti hesaplanmalıdır)
*Duvar kağıdı yapıştırıcısı yada toz tutkal
*İp (Duvarda düz çizgi çekmek için)
*Cetvel ve kurşun kalem ( Çizgiyi çizmek için)
*Havasını çıkarmak için sert ama keskin olmayan kitap kenarı gibi bir malzeme.(Kullanılmayan sert kapak kitapta olur)
*Havlu kağıt,peçete ya da tuvalet kağıdı( taşan tutkalları temizlemek için )
*Gretuvar bıçağı yada maket bıçağı (fazlalıkları kesmek için)
*Poşet (Yerler tutkal olmasın diye)
*Rulo fırça (Tutkalı sürmek için)
*Boş atılcak bir kap,yoğurt kovası olabilir(Tutkalı yapmak için)
*Matkap ve çırpma ucu ( Tutkalı karıştırmak için )

YAPILIŞI:

İlk olarak duvar kağıdı yapıştırılacak alan kontrol edilir.Var olan çukurluklar ve delikler alçı ile doldurulur.Kuruduktan sonra zımpara ile düzleştirilir. Ayrıca duvardaki çıkıntılar da zımparalanarak pürüzsüz bir zemin elde edilir.Bunu yapmamızın nedeni; duvar kağıdını yapıştırdıktan sonra girintili çıkıntılı görünüm olmasını engellemektir.

 


İkinci aşama; hiza alabileceğimiz düz bir çizgi çizmek.Bunun için varsa lazer hizalayıcı,su terazisi kullanılabilir ama bizim gibi elinizde bu aletler yoksa eski bir yöntem olan  resimde ki gibi şakül yöntemini uygulayabilirsiniz.Biz bu yöntem için;yeterli uzunluktaki bir ipin ucuna kurşun kalem bağlayıp düz bir hiza çizgisini elde ettik.

 

Çizgimizi çizdiğimize göre; tutkalı hazırlama kısmına geçebiliriz. Biz yapıştırıcı olarak toz tutkal kullandık.Paket üzerinde yazan miktara göre bir kaba koyduğumuz suya matkap ucuna takılmış karıştırıcı aparat ile sürekli karıştırarak azar azar toz tutkal ekliyoruz.Jöle kıvamına gelene ve içinde katı parçaçık kalmayana dek yüksek devirde karıştırıyoruz.Matkap veya aparat yoksa elle karıştırarak ta yapılabilir ama eşim hiç tavsiye etmiyor Elle denedi baktı olmuyor soluğu nalburda aldı.5-10 TL civarında fiyatı olan matkaba takılan karıştırıcı ucu aldı.Kap olarak kapaklı yoğurt kabı kullanmanızı tavsiye ediyoruz.Üzerinden karıştırıcının çubuğunun geçeceği kadar delik açmanız yeterli, kapağını kapatıp yüksek devirde karıştırma yapabilirsiniz. Zemine çok değdirmeyin ki kabı parçalayıp yapıştırıcıya karışmasın.Tecrübeyle sabittir

Geldik duvar kağıdını yapıştırma kısmına.Desen bütünlüğüne dikkat ederek yapıştıracağımız yerin boyunu ölçerek duvar kağıdını bir miktar taşırarak kesiyoruz. Düz  bir zemine serdiğimiz naylonun üzerine duvar kağıdımızı yüz üstü yatırıyor ve rulo fırça yardımı ile hızlıca yapıştırıcıyı sürüyoruz.Havanın sıcaklığına göre çalışma hızınızı arttırmalısınız lakin sıcak havalarda yapıştırıcımız çabuk kuruyor.

 


Yine desenin yönüne dikkat ederek, duvara çizdiğimiz hiza çizgisine yaslayarak,yukarıdan aşağıya olmak üzere duvar kağıdımızı yapıştırıyoruz. Yapıştırırken yukarıdan bir kaç cm taşırarak başlayın.Havasını ve fazla tutkalı almak için keskin olmayan sert bir cismi tüm kağıt üzerinde bastırarak gezdirin.Taşan yapıştırıcıları peçete ile temizleyerek yapışmayan yerlere tutkal sürerek düzeltilir.Alttan ve üstten taşırdığımız kağıtları gretuvar ya da maket bıçağı yardımı ile cetvel gibi düz ve sert bir malzeme ile hizalayarak kesiyoruz.Ancak kullandığınız kağıt ince ise kağıt kuruduktan sonra kesmekte fayda var, çünkü tutkal nedeni ile yumuşayan kağıt düzgün kesilemiyor.

 


Bu işlem biter bitmez devam etmek istediğiniz yöne doğru, yine desen devamlılığına özellikle dikkat ederek, tüm duvarı aynı şekilde kaplayarak tamamlamış oluyoruz...

KOLAY GELSİN






3 Kasım 2015 Salı

MİNİONSLAR (MİNYONLAR) SİNEMA

 



Minyonlar gösterimden kalktı, ben hala yayınlayacağım,güncelliğime hayranım Olsun netten izleyecekler için fikir olur.Daha önce ilk filmini izlemiş ve çok beğenmiştim. Son filminde biraz daha fazla şiddet içerdiği düşüncesindeyim.Ama yine de bu minyonlar çok sevimli çok...İnşallah yeni çıkacak filmlerinde daha az şiddet içerir...