29 Mart 2016 Salı

ERKEK ÇOCUK KAZAĞI

 


1,5 yılda ördüğüm kazağım ile merhabalarBu kazağa başladığımda hacı babam seneye biter demişti ama ben azmettim ve 1,5 sene de bitirdim Bazı işler çok sürünür ya ha işte bu işte tam öyle oldu.Bir yerde takılınca başlayasım gelmiyo. Bu kazak işlerinde kitaba bakarak ölçü alınca küçük oluyo,büyütürsemde bir aksilik çıkıyor.Annem ile Hacı anneme soruyorum onlarda 2 beden büyük ördürüp birde kendi fikirlerini ekleyince kazak 1,5 yılda bitiveriyor. Ama artık ikisi de beni boykot ediyo ne halin varsa gör dediler

Hem soruyor muşum,hem beğenmiyor muşum hem de beceremeyip suçu onlara atıyor muşum. Ha evet aynen öyle yapıyom yalan yok tüm suç onların yoksa benim becerememle alakası yok.Ama görcek onlar; onlara hiç sormadan bir kazak örmem gerek hem de ikisinin de bilmediği bir örnek olmalı, ay çok kötüyüm ya...Tabi Hacı babamında görmemesi lazım bunu kaç yılda bitireceksin diye dalga geçebilir. Şimdi ben böyle derim başlar işleri karıştırırım birazını anneme birazını hacı anneye bitirtiririm işime belli olmaz.Ama bu kazak emek açısından tamamen bana ait.Ay pardon birleştirme işini anişkom yapdıydıFikir ve model ise; Biraz Nako dergisi, biraz Cevriye usta ve biraz da Aynur ustadan...

İyi Geceler...




28 Mart 2016 Pazartesi

ORMAN HAFTASI İÇİN PROJE ÖDEVİ

 


21-26 Mart 2016 Orman haftasıydı.Bizde okulumuz da bununla ilgili faaliyetler yaptık.Buda paşalarım ile birlikte yaptığımız orman projemiz.Hala okulumuz da sergilenmekte.Her gün ne zaman gelecek diye soruyorlar lakin eve geldiğinde yanına bir de at çiftliği yapacak ve Doru ve Karatayın ormanı olacak. Çizme,kesme,boyama ve yapıştırma faaliyetleri yaparak ince kaslarımızı geliştirmeye yardımcı harika bir sanat etkinliği olduğu gibi ormanların neden korunması gerektiği hakkında konuştuk ve ilgili şarkılar dinleyerek yeni bilgiler edindik.Aslında bir de fidan diktirmek istiyordum yapamadığım yapmayacağım anlamına gelmiyor.İnşallah en kısa zaman da bir fidan da biz dikerek doğaya katkıda bulunmuş oluruz.Gelelim projemizin ayrıntıları ve yapılışına;

 



İşe bir koli parçasının üstüne açık yeşil fon kağıdı yapıştırıp çimleri yapmak ile başladık. Tüm yapıştırma işlemlerini sıcak silikon ile yaptım. Sonra evdeki tuvalet kağıdı rulolarını paşalar kahverengi guaj boya ile boyayarak ağaclarımızın gövdelerini yaptık.5 çeşit ağaç yaptık.İlk ağacımız çay ağacı nedense çocuklar ona çay ağacı demeyi uygun gördü. Dikdörtgen kestiğim fon kağıdının bir tarafına eşit ölçülerde çizgilier çizdim ve paşalara kestirdim. Kesilmeyen kısımdan birleştirip ruloya yapıştırdım.Aynı işlemi daha küçük bir dikdörtgene de uyguladık.Rulonun içerisine biraz gazete kağıdı sokuşturdum ve küçük dikdörtgenden yaptığımız yapraklarıda iç tarafa silikon yardımı ile yapıştırdık.Bir ağacı sadece açık yeşil diğer ağacımızı açık ve koyu yeşil olarak çalıştık.

 


Bu ağacımızın adı da kırpık ağacı kenarları kırpın dediğim için bu ismi aldı. Bu ağacımız içinde 3 farklı boyda daire gerekli dairenin kenarlarını da makasın ucuyla kırpıyoruz. Bir yerinden ortaya doğru kesik atıp huni şekli vererek yapıştırıyoruz. Büyükten küçüğe doğru sıralayarak yapıştırıyoruz ve bir ağacımız daha tamamlanmış oluyor.


Sırada ki el ağacımız.Paşalar bir ellerini kendileri çizdi diğer ellerini ben ve hepsini Toprak paşam kendi bana sadece bir araya getirip ruloya yapıştırmak kaldı...Ağaca tırmanan kırmızı maymuşa dikkatinizi çekerim .


Sırada ki ağacımız çam ağacı.3 tane çam şekli çizip kestim üçünü de birbirine yapıştırdım. Artık kesmekten sıkılan paşalar sen hiç kesmedin bunu da sen kes diyince kıramadım ben kestim ben yapıştırdım,üzerine de ender görülen bir tür papağan yapıştırdık. Diğer ağaçtan sarkan yaramaz maymuşu da gördünüz mü?


Son ağacımız ise mis kokulu bir elma ağacı. Nasıl bir çeşit yapsam derken elime geçen gazete kağıdını buruşturup yuvarlattım ve üzerini de yeşil grapon kağıdı ile kaplayıp hop ruloya yapıştırdım. Benim silikon damlattığım yerlere de paşalar minik kırmızı ponponları yapıştırdı ve son ağacımızı da tamamlamış olduk. Geldik nehirimize;


Nehiri gelişi güzel çizdiğim mavi evayı paşalara kestirdim ve zemine yapıştırdık.Kesim yerleri gözükmesin diye  daha önce burada kullandığım mavi taşları kullanarak etrafına yapıştırdık.İçerisine balık etiketleri yapıştırarak nehrimizi de tamamladık ve geldik ayrıntılara;




Yerlere minik mantarlar yaptık.El işi kağıdından kestiğim minik dairelere yine huni şekli verdim,kuzucuklar da yıldız etiketler ile benekleri yaptı,eşimden istediğim minik dal parçalarına yapıştırıp mantarları da tamamladık.


Toprak'a göre o bir köpek kulubesi,Artun'a göre ormanda tek başına bir ev. Oraya yapıştırmak için zor ikna etsem de başardım ve bu sefer ki şirin köpeği de ben yapıştırdım.
Geriye sadece ayrıntılar kaldı...


Minik ponponlardan çiçekler yaptık,elimiz de kalan balık,maymun,domuz gibi hayvan etiketilerini yapıştırdık,eşimin getirdiği dal parçalarından yığınlar yaptık ve küçük taş parçalarınıda etrafa koydum.Paşalara bakarsanız ayı istediler,mağara istediler, çukurlar, tavşanlar, aslanlar...Adamlar artık aştı istekleri bitmiyor ama vaktim olsaydı bir in hiç fena olmazdı hani İlk baharda olduğumuz için de ağaçlar çiçek açsın dedik ve elimizde ki minik ponponları ağaçlara yapıştırarak faaliyetimizi tamamladık. Ailecek evde yapabileceğiniz keyifli bir etkinlik ile iyi geceler...

















19 Mart 2016 Cumartesi

ÇANAKKALE ŞEHİTLİĞİ PROJE ÇALIŞMASI

 



 

Cuma günü Çanakkale Zaferi'nin 101.yılını kutladık.Toprak paşamın şehitlik proje ödevi vardı. Elimizde bulunan kolinin bir kapağını kestim ve paşalarım fırça yardımı ile yapıştırıcı sürdü her yerine.Üzerine yeşil grapon kağıdı koyduk.Bir kat daha tutkal ve bir kat daha yeşil grapon kağıdı ile çimlerimizi yaptık.Anıtın en üstü bir ataç kutusu ve ayakları da diş macunu kutularından.Dışını da a4 kağıdı ve silikon kullanarak kapladım.Üzerine de elimde bulunan aplike Türk bayrağımızı yapıştırarak tamamladım. Kibrit kutularından da mezar taşları hazırladım ve bayrak etiketlerini yapıştırıp isim ve illeri yazdım.Çöp şişlerin ucuna yapıştırdığım bayraklar ile de gönder bayrakları yaptım. Yeşil el işi kağıtları ve kürdanla da ağaçları hazırladım ve hepsini silikonla yapıştırarak proje ödevimizi tamamlamış olduk...

ŞEHİTLERİMİZİ SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUM...


SARAH JİO / AGAPİ

 


Instagram çıktığından beri bloğum da pek kitap paylaşmamışım. Madem Sarah Jio'nun hiç bir kitabını yayınlamamışım sizi Sarah Jio bombardımanına tutuyorum hazır olun. Şimdiye kadar 5 kitabını okudum. Sarah Jio hemen hemen aynı tarzda romanlar yazıyor öyle ki yine mi bir sır çözülecek demeden edemiyor insan kendini. Ama ilginçtir ki; böyle dememe rağmen bir çırpıda bitiriyorum kitaplarını ve zevkle de okuyorum. Of yine mi desem de seviyorum Sarah Jio okumayı sanırım

Agapi'nin konusuna gelecek olursak; Jane adında bir kız küçüklüğünden beri bir hastalıkla uğraşıyor. Doktorlar beyninde bir hastalık olduğunu düşünüyor. Bir gün yaşlı bir bayandan hastalığı ile ilgili mektup geliyor. Ona hastalığının nedeni söylüyor ve bundan sonra olaylar başlıyor. Hastalığın aslında bir yetenek olduğu aşk dolu bir kitap olmasına rağmen en basit kitabı olduğunu da söylemeden edemeyeceğim.Yine de romantik kitapları seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim, iyi okumalar ...


14 Mart 2016 Pazartesi

TUZLUK OYUNU

 


Küçükken ne de çok oynardık bu oyunu.Bilgisayarların,akıllı telefonların olmadığı zamanlar da ki güzel oyunlardan... Şimdi ki çocuklar çok şanssız bence en kıymetli dönem bize gelmiş bence hem yoksulluk çekmedik (tabi genel olarak,çalışmak zorunda değil yani ) hem de teknoloji gelişmemiş sokakta oynayabiliyorduk.Bizim zamanımızda da televizyon vardı ama ben saatlerce izlediğimi hiç bilmem.Tamam çizgi film sever ve izlerdim ama sokaktan arta kalan zamanlarımda....Şimdi çocuklar sokaktan çok televizyon ya da bilgisayar tercih ediyor.Benim için en büyük ceza sokağa çıkma cezasıydı.Sokağa çıkmak için yemekte yerdim, derste çalışırdım.Site de büyüdüğüm ve arkadaş çevrem güzel olduğu için de çok güzel doya doya bir çocukluk geçirdim.Şimdi de çocuklarımı fırsat buldukça sokağa çıkarıyorum ama yok bizim gibi sokak ta oynamayı bile bilmiyorlar,neyse derin mevzulara girdim daha fazla boğulmadan çıkayım.Paşalarım kendileri de oynasın diye yazılı değil resimli yaptık tuzluk oyunumuzu.Hayvan etiketlerimizi yapıştırarak kolaylık yaptık.Kime hangi hayvan geliyorsa onun taklidini yapıyoruz ve ne yerler onu söylüyoruz.Ellerinin altında, el yapımı ve maliyeti çok düşük bir oyun ile de harika dakikalar geçirebiliyoruz...Katlamayı da birlikte yaparak el kaslarımızı da geliştirip katlama çalışması yapmayı da unutmuyoruz ;)

1 Mart 2016 Salı

KEÇEDEN APLİKE

 


Bir aplike çalışması ile daha merhabalar... Daha önce burada kollarına yağ bulaşan tişörtün kollarına yıldız yapmış,burada kurabiye canavarı süslemiş,burada milkroplar yapmış ve burada da pantolunun ağaran dizini aynı yöntem ile kurtarmıştım.Geçen gün bu çok sevdiğim kazağın kolunda da yırtık görünce çok üzüldüm.Çünkü paşalarıma çok yakışan ve çok sevdiğim bir kazaktı.Sarı gömlekleri ile süper ikiliydiler .



Hemen ne yapabilirim diye hayvan kalıplarını araştırdım. Aslında aklımda aslan yapmak vardı ama yer itibari ile pek uygun olmadı. Sonra tesadüf bu kertenkeleyi gördüm. Orjinali yeşildi ama bizim tür sarı ve zararsız. İşe önce kalıp çıkarmak ile başladım ve ince keçeden kestim. Ayrıntıları yine elde makina dikişi yaparak verdim. Benekler için ince kahverengi keçe ve dili için kırmızı ince keçe kullandım. Oynar gözleri de takıp kazağa dikerek canım kazağı kurtardım. Şimdi giymek için yarıştalar. Ben severek yapıyorum, paşalarım severek giyiyor çok şükür. Daha önceki yaptığım keçe aplikeler de en ufak bir bozulma olmadı. Defalarca yıkandı ve kurutucuya atılmasına rağmen maşallah ilk günkü  gibiler. O zaman ne yapıyoruz, desen desen, renk renk keçelerle süslüyoruz kazakları, tişörtleri, pantolonları... Bir daha ki keçe işinde görüşmek üzere, iyi geceler...