18 Şubat 2020 Salı

LADESİM LADES OLSUN MU?

 


Lades hakkında bir yazı yazacağım hiç aklıma gelmezdi ama yazmam gerektiğini düşünüyorum.Çocukluğumun oyunudur lades oyunu.Haşlama tavuk yapılmışsa sofra da ladese girilir ve sofradan kalkmadan babam bizi ladesler kalkardık. Bizi strese sokar şak diye elimize bir şey tutuşturup anında ladeslerdi bizi 😀 Bizi diyorum çünkü evin tek şampiyonu babamdı.

Aslında bizde evde uzun zamandır oynuyorduk ama artık rakiplerim epey dişli oldular. Dedelerinin tahtı sallanıyor 😀 Unutmuyor bazen günlerce akıllarında kalıyor ve bunu yaparken çok eğleniyorlar. Biz tavuk pişmesine bakmadan;

-Ladesim lades olsun mu?
-Olsun.
diyor ladesine giriyoruz.

Sonrası bi dolu eğlence. Çocuklar işi daha da geliştirdi, arkadaşlarıyla ladesine girdiler ve çok ama çok eğlendiler. Kah yendiler kah yenildiler ama sabrı öğrendiler, dikkat etmeyi, yenme ve yenilmenin olduğunu, strateji geliştirmeyi ve çokça eğlenmeyi…Biz annelerde geri kalmadık tabii. Arkadaşlarımla da ben girdim ve bir sürü çikolata kazandım 😀 Sadece 2 kişiye yenildim. İkisi de arkadaşlarımın çocuklarıydı. Geri kalan herkesi ladesledim. Babam yetiştirdi beni kolay kolay yenilir miyim?

Masrafsız,eğlenceli ve faydalı…Oynamamanız için hiç bir sebep yok. O zaman ne yapıyoruz ilk fırsatta lades oynuyoruz ama dikkat edin benim gibi dozu kaçırmayın. Hala biri bana bir şey uzatınca ladeslemiydik diye düşünür oldum 😀 Ne demişler azı karar çoğu zarar 🙂
İyi eğlenceler…


17 Şubat 2020 Pazartesi

KİRPİ SONIC


 Merhabalar.Dün ailecek 14 Şubat’ta gösterime giren Kirpi Sonic’i izlemeye gittik. Çok keyifli bir macera filmi olsa da benim için duygusal bir filmdi ayrıca 😀 Ben gene ağladım. Başrollerini Jim Carry ve James Marsden paylaşıyor. James Marsden’i ilk defa izliyorum, oyunculuğunu çok sevdim. Jim Carry zaten sevilmeyecek gibi değil.

Büyük küçük zevkle izleyeceğiniz filmin konusu; güçlü yetenekleri olan Sonıc’in dünyamızda saklanması.Gitmek üzere iken Ponçik Tom ile olan arkadaşlığı ile Dr.Robotnik’e karşı birlik olmasını anlatıyor. Haftasonu için planınız yoksa kaçırmayın derim.
İyi Seyirler

BEŞİKTAŞLI KAPI SÜSÜ


Yaklaşık 3-4 sene önce yapmaya başlayıp ancak bitirebildiğim kapı süsüm ile merhabalar. Epey uğraştırıcı olduğunu söyleyebilirim. Her şey keçeden elde dikildi. Önce hepsinin çıktılarını alıp kalıp çıkardım. Sonra uçan kalem ile keçeye çizip kestim. En üstte ki kartalın kanatlarının katlarını bison yapıştırıcısı ile yapıştırdım. Diğer detayları ise siyah iplik ile işledim.Beşiktaş amblemi de yine ince yerle dışında hep yapıştırma. Yazılar ise yine iplik ile işleyerek yaptım. Köpük halkayı siyah saten kurdela ile sardım.Ucunu yapıştırdım sadece. Kartal Yuvası yazısı da yine keçeden ve yapıştırma yaptım. Ben bu harf stilini çok sevdiğim için bunu sert plastiğe kalıp çıkardım her harfi çok iyi oldu çok rahat çizip kesiyorum hemen.Daha önce burada paylaştığım kutum için de aynı harfleri kullanmıştım.Yavru kartalları  ve sarkan süsleri de yine keçeden yaptım ama onların farkı içlerini boncuk elyafla doldurdum ve ince siyah kurdela ile arkadan silikonla yapıştırdım ve hala kapıya asamadım 😀 Henüz tutan bir yapıştırıcı bant bulamadım. Kaç kere yere düştü bozulacak emeklerim boşa gidecek diye üzülüyorum .En sonunda kapının koluna taktım duruyor öyle… Zaten yaparken de çok sallandı kısmet değil demek kapıda durması ki nasip olmuyor .Ne diyelim hayırlısı… Hayırlı akşamlar…

 

16 Şubat 2020 Pazar

1984-GEORGE ORWELL

 



1984 kitabı okuduğum ilk dispotik, politik bilim kurgu romanı.Kitap bireyselliğin yok edildiği,zihnin kontrol altına alındığı ve işkencenin hakim olduğu bir geleceği konu alıyor. Yaklaşık 200 sayfası boyunca sıkıcı ilerledi.Ne zaman iş 101 numaralı odaya geldi,gerilim tavan yaptı. Geri kalan sayfalar su gibi aktı ve keyifle bitirdim kitabı.Hayvan Çiftliği kitabını da okumayı düşünüyorum.Hala benim gibi okumayan kaldıysa okumasını tavsiye ederim. Bir de kitabın konusundan alakasız olacak ama inanılmaz rahatsız olduğum bir konu var. Kitapta önünde sonunda söz öbeği çok geçiyor.TDK’ya baktım önünde sonunda olduğu yazıyor ama farklı fikirler de var. Açıkcası bana onlar daha mantıklı geliyor.Peki sizce doğrusu;

Önünde sonunda mı?
Eninde sonunda mı?