Klasiklerden bir kitap daha.Epey kaldı elim de.Bu klasiklerden üçüncü kitap daha önce bunu ve bunu okumuştum.Kimi hikayeler hoşuma gitti ama gitmeyende oldu.Şu anda elimde bir klasik var onu bitirince biraz klasiklere ara vermeyi düşünüyorum.
Ellerine kollarına sağlık anneannemizin.
2 adet orta boy soğanı kavurup
1 Su bardağı pirinçŞimdiki nesil genelde kurutucu kullandığı için mandal kullanmıyor ama yazın güneşin cayır cayır yaktığı balkon varken kurutucuya ne gerek var diyor ve mandalı bol bol kullanıyorum.Tabi çocuklar geldikten sonra mandal ihtiyacı arttı.Minik minik giysiler için epey mandal gerekiyor. Mandal sepeti taştı.Eskiden annemin bu model bir mandal torbası vardı.Anneme öyle bir torba dikeyim hem hepsini alır dedim.Aman kim uğraşacak vaktin mi var kızım dedi?
Bir gün annem,babam ve ben oturuyoruz.Babam anneme sen bitirin mi mandal torbasını dedi.Annem; yaaa ben süpriz yapacaktım dedi.Babam o meşhur gülüşü ile gülerken,benim ağzım kulaklarıma vardı.Minik kuşum beni düşünmüş ve bütün günün yorgunluğuna rağmen eve gidip örgü örmüş.Canım annem benim.Ellerine kollarına emeğine sağlık.Şimdi yazı sabırsızlıkla bekliyorum.Belime takıp rahat rahat asabilirim çamaşırlarımı artık :)
BİR TEK ANNEM OLSUN BANA BİR ŞEY OLMAZ...
Bloğuma giremediğim zamanlarda bitirdiğim bir kitap.Nedense ön yargı ile bakıyordum bu kitaba ama okuduktan sonra pişman oldum.Severek okudum ve sayesinde bir çok şey araştırıp öğrenme şansı yakaladım. Kesinkile tavsiye ederim.
Bal kabağını sevmesem de mevsimi gelince sık sık kullanmaya çalışıyorum.Özellikle oğullarım için.Tatlısı,çorbası,muhallebisi...Bu kez tatlısında sıra.Aslında kirece yatırılanı daha güzel oluyormuş, ben hiç yapmadım, bir gün deneyeceğim Allah izin verirse.
MALZEMELER;
*Balkabağı
*Su
*Toz şeker
*Ceviz
YAPILIŞI;
*Dışları soyulan,dilimlenen ve yıkanan bal kabakları teflon tencereye dizilir.
*Her bir dilimin üzerine birer çorba kaşığı toz şeker ilave edilir.
*Yaklaşık 1 su bardağı su ilave edilerek suyunu çekene kadar pişirilir.
*Ceviz ile süslenerek servis yapılır.
AFİYET OLSUN
Yapılışına gelince.Yazıcıdan zürafanın kafasını ve totosunu A4 kağıdına döktürüp siyah yapışkanlı kağıda çizdim.İstediğim uzunlukta da boynunu yaptım.Kociş devreye girdi ve itina ile kesti.İş birliği ile yapıştırdık.Harf şablonunun sayı kısmı ile de sayıları yaptım mı etiketimiz hazır.
Ve benim iki küçük canavarlarım...
Yazamıyorum çünkü iki küçük sebebim var. 17 aylık iki küçük canavar onlar.Her şeyi karıştırıyorlar.Onlar karıştırdıkça biz değiştiriyoruz ve bu yüzden her gün başımıza bir iş çıkarıyorlar.Bu kez olan benim bilgisayarıma ve onların giremediği yere oldu.Koltuklarımızın yüksek oluşu uzunca bir süre işimize yaradı ki, oğullarım daha geç çıkmaya başladılar.İşte her şey oğullarımım koltuğa tek başına çıkmaya başlaması ile oldu.Benim koltukla çevirerek ulaşımını engellediğim bilgisayar masam ve dikiş makinama artık ulaşmaya başladı benim iki küçük canavarım.Böylece dikiş makinamı kılıfına koyup kaldırdım.Oda da hemen dizayn değişikliği yaptık.Bilgisayarın kabak gibi ortaya çıktığını gören oğluşlarım soluğu bilgisayar masasın üstünde monitörün yanında aldı. Gülermisin ağlarmısın? İkisini de yaparken fotoğrafta çekmeyi de ihmal etmedim tabi :) Biri zavallı fareciği çekiştirirken diğeri klavyeyi masaya vururken monitörü kurtardım.Tabi bende ki morali düşünün.Tek eğlencem bilgisayarım benim.Şekeri elinden alınmış çocuk gibi oluyorum bilgisayarım olmadan. Laptopu da çıkar internet kablosunu tak şarjını tak uzun iş.Kablosuzda malum sağlıksız derken ayrı kaldım bilgisayarımdan.Hoş şu anda mecburen laptopu kullanıyorum ya ne yapayım.Ama varya işkence gibi prizde makinanın arkasında gözükmüyor da girişi de yamuk.Ya her şey mi bana karşı delircem yahu.Velhasıl benim internete girmem için bile bir sürü zahmet gerektiriyor.Bende bunca zahmete ne gerek var diyor ve oğluşlarım yatınca cubbala yatağa.Çok şey yapasım varya heves meves kalmadı.Elimde ince bir kitap var onu da okuyamıyorum. Hayal kurmayı da plan yapmayı da yasakladım kendime.Sadece yatmak istiyorum bir de tatlı yemek :) Kaç gündür ilk defa geç yatıyorum.O kadar zahmete girip açtım bilgisayarı değil mi ama.Bu arada yarın yine odalarda dizayn değişikliği yapmalıyız.Benim küçük canavarlarım koltuklardan peteklere çıkıp orada yürüyorlar.İş böyle olunca tehlike çok ;sırt üstü düşebilirler,camı açabilirler(çocuk kilidi var ama onu açıyorlar),birbirini itebilirler,peteğin köşesine çarpabilirler...Bizde koltukları camdan uzaklaştıran ve beni bilgisayardan biraz daha uzaklaştıran bir dizayn deneyeceğiz.Artık ne zaman yazarım bilmiyorum yazasım da yok zaten.Uyumak istiyorum ve yemek.Gidip uyuyayım da gece gece boşa kalori almayayım.
İyi Geceler ve Mutlu Pazarlar Dilerim Hepinize.
Eskiden, severek yedikleri bir ara öğündü yoğurt oğluşlarım için.Ama artık zar zor yediriyorum malesef.Genel de sade yedirmekle beraber ara da değişiklikler de yapıyorum.Kabaklı yoğurt,hurmalı yoğurt,cacık yada borani gibi.Baharatlara da alıştırmaya çalışıyorum oğluşlarımı, nane,reyhan,kekik,karabiber gibi.Gelelim Boranimize;
MALZEMELER;
*1 Kase ev yapımı yoğurt
*Yarım haşlanmış ve doğranmış kabak
*Bir tutam kuru reyhan
YAPILIŞI;
*Tüm malzeme karıştırılarak servis yapılır.
Sevgili SSSerpil ve Adadenizi buradaki yazıma yaptıkları yorumda boya ve dekopaj olur mu acaba deyince, bende hemen olmasa da ilk fırsatta denedim.İlk önce boyayı denedim.Boya tutuyor açık ve koyu renkler farketmiyor sadece bir kaç kat vurmak gerek.Ben çok incelemedim boyarken ama ince ince bir kaç kat sürülürse iyi sonuç çıkar diye düşünüyorum.
Ve son olarak ta dekopaj denedim.Onda da bir sorun çıkmadı oldu ama dekopajı yapıştırmadan önce mutlaka mantara deseni çizip kesmek gerek.Yoksa kalkıyor.Ben bir de küçük bir çiçek seçtiğim için zor oldu.Fotoğraftan da görüldüğü gibi mantarlar belli oluyor.Çok incelemedim ama incelesem bile kalacağı kesindi.
Bebeklerime hamile kalmadan önce dikiş kursuna başlayıp, yarım bıraktığımı takip eden arkadaşlarım bilir.O zamanlar başlayıp çok sonra bitirdiğim klasik eteğim.İki etek diktim biri bu.Diğeri spor bir etek.Ben klasik etek giymediğim için ablama verdim işe giderken giysin diye.Bedenlerimiz aynı o yüzden sıkıntı yaşamıyoruz giysi konusunda.Kumaşın adını bilmiyorum ama parlak,saten gibi ama saten değil.Çok kalın bir kumaş değil ama sıcak tutuyor.Metresini 4,00TL almıştım.
Siyah parlak kumaştan,cepsiz,astarlı,dar kesim,arkadan gizli fermarlı,
mini eteğim.Kalıbı burda dergisindendi ama hangisi olduğunu hatırlamıyorum malesef.İnşallah diğer diktiklerimi de en kısa zamanda fotoğraflayıp yayınlarım.
Yine oğullarım için yaptığım bir tarif. Malesef oğullarımın severek yediğini söyleyemiyeceğim ama annem bayıldı :) Oğullarım muhallebileri ve türevlerini zar zor yiyor.Gerçi neleri sevip sevmediklerini pek çözemiyorum ruh hallerine göre değişiyor ya neyse. Islak keki bugün fena götürdüler ama :) Bu aralar kendi yeme isteğimiz doruklarda. Tabakları önüne koymadan yemiyorlar.Ayrıca plastik tabaklarındaki yemeklerini döküyorlar cam istiyor bey efendiler. Ayrıca kendi kaşıklarını da kullanmıyorlar.Metal kaşık olacakmış efendim.Ellerini de sokmuyorlar uzun süre kaşıkla yiyorlar.Düşürdüklerini de elleri ile kaşığa koyup sonra yiyor kuzucuklarım. Eee büyüdüler ya ondan :) Tabi iş böyle olunca mutfağın halini ne siz sorun ne ben söyleyeyim.Elimde süpürge geziyorum.Halının hali? Yazın mutfak halısını sık sık yıkadık da kışın nasıl kurutacağız derken kumaş diktim üstüne.Bir hafta da renk değiştirdi.En azından at makinaya yıka.
Şimdi gelelim tarifimize;
MALZEMELER;
*2 su bardağı süt
*1 tatlı kaşığı bal
*1 dilim bal kabağı
YAPILIŞI 1:
*Bir tencereye tüm malzeme konularak kabaklar yumuşayana kadar pişirilir.
*Blanderdan geçirilerek ılık servis yapılır.
YAPILIŞI 2:
*Düdüklü tencerenin buhar kısmında kabaklar 10dk haşlanır.
*Kabaklar blanderdan geçirilir,bal ve sıcak süt ilave edilerek karıştırılır.
NOT:Bu yöntemle daha az süt kullanılıyor.
AFİYET OLSUN BEBELERE...
Bu merserize kazağım nerden baksanız 12-13 senelik.Bakırköy'de bir kapalı çarşının altında bir bayandan almıştık annemle. Her bahar severek giyiyorum,o kadar yıkanmaya rağmen sen bir sol.Yok yok eski iplerde yok kumaşlarda.Hele annemlerin zamanından kıyafetler varda, taş gibi ne bir renk atması,ne yıpranma,ne uzama,ne kısalma...Şimdi ki kıyafetler 2-3 yıkamadan sonra ya rengi atıyor ya da ağzı burnu yamuluyor.Derken birde baktım ki yuvarlak ile işaretlediğim yerde iki ilmek kaçmış.Hemde ölçmüşsün gibi tam ortasında.
Ne yapsam derken merserize ipten minik çiçekler yapayım dedim.Aslında daha çok çiçek düşünmüştüm ama pek hoş durmadı.Bende 3 çiçek ile yetindim.Minik çiçekler sayesinde kurtardım kazağımı.
Ispanaklı köfte mımmm nefissss. Önceki gün sevgili blog arkadaşım UMUT SEPETİ yayınladı,hatırlarsanız. Evde de ıspanak var. Eee denemezmiyim? Denerim tabi ki. Dün ıspanak yemeği yaparken bana gerekli olanı ayırdım ve bugün köftemi yaptım. Ve inanır mısınız bilmem ama oğluşlarım fotoğraf çektirmedi bana yemek için. Ispanak yemeğini seviyorlar da köfte ile araları yoktu. Ama bu yumuşacık köfteye bayıldılar. Toprak Artun'a verirken nasıl çığlık atıyor görmeliydiniz. Bir solukta bitti köftelerimiz. Artık eve alınan ıspanakların bir kısmının köfte için ayrılacağı kesinleşti. Canım UMUT SEPETİ'M çok çok teşekkürler tarif için,nefisti. UMUT SEPETİ'NİN tarifi için TIK TIK...
MALZEMELER;
*300 gr kıyma (2 kere çekilmiş)
*250 gr Ispanak
*1 adet soğan
*1 yumurta
*1 fincan galeta unu (Ben 1,5 fincan kullandım)
*1 tutam maydanoz
*Tuz,karabiber,kimyon (Ben kimyon kullanmadım,pul biber ekledim)
YAPILIŞI;
*Ispanaklar yıkanır ve robotton geçirilir.
*Aynı şekilde soğanlar da robottan geçirilir.
*Ben ikisini karıştırıp suyunu süzdüm ve karıştırma kabına aldım.
*Diğer tüm malzemeyi de ekleyip yoğuruyoruz.
*Yuvarlak yassı köfteler hazırlıyoruz.
*Az yağda iki tarafını da kızartıp sıcak sıcak servis yapıyoruz.
AFİYET OLSUN.
Yine YASEMİNKALE'DEN bir oyuncak.Yavru köpekçik.Tabi Yaseminciğimin köpeği ile uzaktan yakından ilgisi olmasa da küçük ya sevimli bir şey oldu. Oğluşlarım ilk gördüklerinde bebi dedi :) Yesin annesi bebi diyen dillerini oğluşlarının.
Yapılışı ve şeması için Yasemin'in bloğuna ya da sitesine bakabilirsiniz.
HAYIRLI HAFTALAR DİLERİM...
Kısırı bilmeyen,yapmayan ev hanımı yoktur ya ben bloğum da her tarif olsun istediğim için klasik, vazgeçilmez bir tat olan kısırı da ekliyorum.Epeydir canım istiyordu.Dün bir tencere dolusu yaptım ve akşam yemeğinde bir tek çay ve kısır yedik.Üstelik oğullarıma yaptığım kısırla onlarda bize eşlik etti.Genelde kısırın malzemeleri çiğden konulsa da ben genelde soğanını kavurarak yapıyorum.
MALZEMELER;
*4 Su bardağı ince bulgur.
*4 büyük baş soğan
*2 domates
*1 demet maydonoz
*Yarım demet taze soğan
*1 demet kıvırcık
*Salça(biber ve domates),yağ,tuz,limon,pul biber
YAPILIŞI;
*Bulgurlar sıcak su ile 3-4 kez yıkanır,süzülür ve ağzı kapatılarak çekmesi beklenir.
*Suyunu çektiğinde istediğiniz kıvama gelmemişse gelene kadar azar azar sıcak su ilave edip, karıştırıp, çekemeye bırakın.
*Bir tencerede yemeklik doğranan soğanlar ve domatesler kavrulur.
*İçerisine tuz ve salçalarda eklenerek 1-2 dakika pişirilir.
*İstediğimiz kıvama gelen bulgurlara hazırladığımız soğan karışımı eklenir ve karıştırılır.
*Limon,yağ,pul biber,taze soğan ve kıvırcıkta eklenerek iyice karıştırılarak servis yapılır.
NOT:
*Salça,yağ,tuz ve limon için miktar vermiyorum arzu ettiğiniz kadar koyun diye.
*Ben bulguru biraz ıslak,bol limonlu,bol salçalı ve acılı severim ;)
*Nar ekşisi de koyulabilir ama karartıyor biraz.
Oğullarımda kısır yesin ama acısız olsun,taze soğan dokunmasın,hazır gıda olan salça yemesinler diye ayrı olarak yaptım severek yedi kuzularım.
AFİYET OLSUN.
MALZEMELER;
*4 Büyük boy patates
*4 adet tavuk fileto
*1 kavanoz garnitür(Ben 1 patates 1 büyük havuç ve 1 su bardağı bezelyeyi haşlayarak kendim yaptım)
*15-20 adet kornişon turşu(Ne kadar çok olursa o kadar lezzet veriyor)
*1/2 maydonoz
*1/2 demet dereotu
*4 adet yeşil soğan (sadece yeşil kısımları)
*1 su bardağı mayonez
*Tuz ve Zeytinyağı
ÜZERİ İÇİN;
*2 Su bardağı süzme yoğurt
*2-3 diş sarımsak (ben kullanmadım hala emziriyor olduğum ve teyzem yemediği için)
*1 büyük boy patates cipsi
YAPILIŞI;
*İlk önce garnitür malzemelerimi küp küp doğrayıp,düdüklünün buharında 10dk pişirip karıştırma kabına koydum.
*Aynı yöntem ile patateslerimi haşladım,rendeledim ve karıştırma kabına ilave ettim.
*Yine aynı yöntem ile 20 dk tavukları haşlayıp didikledim ve onu da karıştırma kabına ilave ettim.
*Maydonoz,dereotu,taze soğanı da doğrayarak karışıma ekledim.
*Turşuları da küp küp doğrayıp ilave ettim.
*Tuz,mayonez ve zeytinyağ(orjinalinde yağ yok) ilave ederek iyice karıştırdım.
*Yağlanmış borcama kaşık ile bastırarak yaydım.
*Üzerine yoğurdu serdim(Bir daha ki sefere daha bol yoğurtlu yapacağım)
*Son olarak cipsi açmadan çocuklarınıza verin bir güzel kırsın :) Kırılmış cipsi de üzerine dağıtarak 1-2 saat dinlendirip servis yapın.
Bu nefis lezzet için Pembe Tatlar'a çok çok teşekkürler.
Bir tarifte CAFE PORTAKAL'dan.Yine çok lezzetli bir kek. Eee nasıl olmasın.İçinde susam var,tahin var,ceviz var...Paylaşım için çok çok teşekkürler CAFE PORTAKAL...
MALZEMELER;
*2 yumurta
*1 su bardağı toz şeker
*1,5 su bardağı un
*Yarım su bardağı tahin
*Yarım su bardağı susam
*Yarım su bardağı iri çekilmiş ceviz içi
*125 gr yumuşak tereyağ
*2 pk vanilya
*1 pk kabartmatozu
*2 Yemek kaşığı su
YAPILIŞI;
*Tereyağ ve toz şeker iyice çırpılır.
*Yumurtalarda eklenerek çırpmaya devam edilir.
*Geride kalan tüm malzeme eklenerek kek hamurumuz hazırlanır.
*Yağlanmış baton kek kalıbına karışım dökülür.
*Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 30 dk kapağını hiç açmadan pişmeye bırakılır.
*Daha sonra kürdan ile kontrol ederek bir süre daha pişiriyoruz.
*Kürdana bir şey yapışmayınca fırında alıyoruz.
*Ve CAFE PORTAKAL'ın dediği gibi mutlaka 1-2 saat dinlendirdikten sonra servis yapıyoruz.
AFİYET OLSUN.
Ne Derler;
*Ede - Anne
*Baba - Baba
*Dede - Dede
*Mama - Yemek
*Gapık - Kapı ya da ayakkabı
*Meme - Meme
*Bu - Su
*Pipi - Pipi
*Innınıınnınıınnını... - Anneanne
*Bir - Bi(Artun) Ba(Toprak)
O kadar tatlı konuşuyorlar ki bayılıyorum onları konuşturmaya.Şu an aklıma gelen ve en çok kullandıklarımız bunlar.Hele iki üç gündür gapık dilimizden düşmüyor.Bir de fıstık yapıyoruz(makas almak). Artun'un fıstıklar bir hayli acıtsa da o kadar tatlı yapıyorlar ki acısına değiyor.Zaten bu tatlılıkları olmasa yaptığı yaramazlıklar çekilir cinsten değil.Mesela şu an ben bilgisayarın başına oturdum diye Toprak ve Artun efendi bütün oyuncakları aşağıya fırlatıyor.Az önce ben Toprak'ın altını değiştirirken de Artun buzdolabını indiriyordu.İlk defa bugün açtı,akşama oraya da çocuk kilidi takacağız anlaşılan.Bu sabah odamızda ki sandığı da kaldırmak zorunda kaldık çünkü üzerine çıkıyorlar ve birbirlerini itiyorlar,atlıyorlar ve daha bir sürü akrobatik hareketleri yapıyorlar.Dün odalarının kornişini indirdiler.Oyuncakları kaldırıp kaldırıp yere atıyorlar,birbirlerinin kafasına vuruyorlar.Kafalarını duvara,yere,kapıya nereye gelirse vuruyorlar.Kapıları da 5-10 güne kadar açmaya başlarlar.Evin kapıları biraz sert ondan bu kadar gecikti.Balkon kapılarını zaten açıyorlar da çocuk kilitleri var çok şükür.Tabi çocuk kilidinin de bir sıkıntısı mevcut. Allahtan balkona çıkan kapılarda camda var.Camı açıp çıkıyorum çünkü alttaki çocuk kilidini kapatıyorlar ve dışarıda kalıyorsun :S Çekmeceleri saymıyorum zaten hepsinde daha önce burda paylaştığım çocuk kilidi var.Onlar olmasa ne yapardım bilmiyorum.O çocuk kilidi baya sert açılıyor.Biz bile bazen zor açıyoruz.Aslında paşalarımla ilgili anlatacak çok şey var ki, yazarken ordan oraya atlıyorum.Bu aralar kafa dişlerimiz çıkıyor ve geceler bize daha da eziyet olmaya başladı.Birde emmeye düşkünlüğümüz var ki hiç sormayın bu konu da çok dertliyim onun için ayrı bir post yazarım artık.Şu dişlerimiz çıksa da bir rahatlasak.Tabi dişler ile gelen iştahsızlık yemeklerde de bir hayli sıkıntı yaratıyor.Sadece iştahsızlık mı ? Hayır,birde kendi yeme isteğimiz ile yemek saatleri işkenceye dönüşüyor.Artık alamadıkları istedikleri her şeyi işaret ile gösteriyorlar ve herşeyi bal gibi anlıyorlar ama işine geleni alıyor gibi görünüyorlar.Toprak şıp demiş burnumdan düşmüş.Numaranın böylesi.Saatlerce ağlıyor ve bir damla gözyaşı yok.Kolunu hafif bir yere değdirse aaaaa deyip gelip öptürüyor.Bende küçükken öyleymişim.Kolum çıktı der sardırırmışım. Tabi oyun oynarken sargı margı kalmaz kolumu oynatırmışım. Birde ders çalış dediler mi ya karnım ağrırmış ya başım :D Bir de benim gibi çok duygusal bir oğluşum var.Allah muhafaza sertçe bir yapma de kızdığını anlasın eyvah eyvah,kesmişsin gibi ağlıyor.Geçen masayı devirdiler,yüzüme bakıp bakıp bir ağlıyor.Ya korktu ağladı ya da ben bişey diyeceğim diye :)Görende çok sert bir anneyim sanır ya nerde... Artun da şıp demiş babasının burnundan düşmüş. Artun ayakkabını getir oğlum diyorum.Yüzüme bakıyor ayakkabısına bakıyor.Gülücük fırlatıp güle güle arkasını dönüp gidiyor.İstemediği bir şeyi ne mümkün ki yaptırasın.Bir de Teyzeye çekmişliğimiz var tabi.Mesela bugün saçımı çekti.Kızarım sana ıııı dedim.Güldü geldi yanıma, oturdu kucağıma, bir sırnaşmalar,öpmeler,boynuma sarılmalar görmeniz lazım pes dedirtiyor insana. Tabi o sarıldıkça benim yağlarım bir güzel eriyor.Başka mı başkası resmen bacak kadar boyları ile bizimle dalga geçiyorlar nasıl? Mesela, Toprak Bey yemek yerken elinde ki yiyeceği masasından sarkıtıp atti diyor.Biz atma ye diyoruz.O ağzına götürüp tam yiyecekken geri çıkarıp yenıden atti diyor ve bizi kandırıyor.Mesela Artun koltuğa çıkıp kenarına geliyor ayakta atlarmış gibi yapıyor.Biz kızdıkça tekrar edip kahkahalara boğuluyor.Ya da eline bir şey almış gibi yapıp ııhhıhıhıh diyerek bize veriyorlar.Bunun gibi öksürme,canı acımış numaraları gibi daha bir çok numaralarımız mevcut.Bugünlük bu kadar yeter.Bu postu saat 09:40'da yazmaya başladım arada çocuklara meyve yedirdim,oyun oynadım ve şimdi saat 11:50 ve çocukları uyuttum.
Mutlu Haftalar Diler,Fıstık Alır Kaçarız...
Daha önce de dediğim gibi yumurtayı çeşit çeşit deniyorum ve bu aralar favori yumurta şeklimiz sütlü yumurta.Ben bile kendime yapıyorum çok lezzetli oluyor.Ablam Aybüke için yapıyorken görmüştüm hatta bazen Aybüşüm benim yapmamı isterdi. Ahhh ahhh kocaman oldu prensesimiz şimdi. Şeytap yengem yapsın derdi kuzum.Doğan büyüyor...
MALZEMELER;(2 Bebek İçin)
*2 yumurta
*5-6 parmak kadar dilim kaşar peyniri
*3-4 yemek kaşığı kadar süt
*1 yemek kaşığı tereyağ
YAPILIŞI;
*Tavaya süt,tereyağ ve kaşar peyniri koyularak peynir eritilir.
*Peynir eridikten sonra yumurta kırılır ve sarılar dağıtılmadan beyazlar pişirilir.
*Beyazlar iyice piştikten sonra sarılarak dağıtılaraka karıştırılır ve sütünü çekene kadar pişirilir.
NOT: Ben sütünü tamamen çektirmiyorum. Artun Bey'im kuru yemiyor da :D
MALZEMELER;
*Semizotu (Yarım demet kadar)
*2 ortaboy domates
*1 yemek kaşığı pirinç ya da bulgur
*1 küçük soğan
*1 yemek kaşığı zeytinyağ
*Su ve karabiber
YAPILIŞI;
*Soğanlar yemeklik doğranarak su ile öldürülür.
*İçerisine yemeklik doğranmış domatesler ilave edilerek 2-3 dk pişirilir.
*Karabiber,semizotu,pirinç ve 1 çay bardağı su ilave edilerek tencerenin ağzı kapatılır.
*Pirinçler yumuşayana ve suyunu çekene kadar pişirilir.
*En son altını kapatınca yağ gezdirilerek sıcak sıcak servis yapılır.
İkinci yemeğimiz ise Zeytinyağlı Kabak.Ben kabak yemeklerini hafif oluşundan dolayı çok seviyorum.Oğullarıma da sık sık kabaklı tatlar denetiyorum.Yiyorum Büyüyorum Kitabın'da görünce de hemen yaptım.Tarif bir kaç değişiklik dışında hemen hemen aynı .
MALZEMELER;
*2 ad kabak
*1 ad küçük soğan
*2 ad orta boy domates
*1 yemek kaşığı pirinç
*1 yemek kaşığı zeytinyağı
*Su
YAPILIŞI;
*Soğanlar yemeklik doğranarak su ile öldürülür.
*İçerisine yemeklik doğranmış domatesler ilave edilir.
*Küp küp doğranmış kabaklar ve üzerilerini geçecek kadar su ilave edilirek 2-3 dk pişirilir.
*En son pirinçler ilave edilerek pirinçler yumuşayana kadar pişirilir.
*Üzerine yağ gezdirilip karıştırılarak ılıyınca servis yapılır.
NOT:Ben lezzetli olsun diye bol domates kullanıyorum.İsteğe göre azaltılabilir.
Bu tarifimizde Yiyorum Büyüyorum Kitabından;
BEŞAMELLİ KARIŞIK SEBZE;
MALZEMELER;
*1 küçük patates
*1 küçük havuç
*1 küçük kabak
*1,5-2 bardak su
*1 bardak süt
*1 yemek kaşığı un
*1 tatlı kaşığı tereyağ
YAPILIŞI;
*Kabak,havuç ve patates soyulup minik minik doğranır.
*2 bardak su ilave edilip 15 dk düdüklüde pişirilir.(Hiç suyu kalmamıştı, yanmamıştı da.İsterseniz biraz fazla su koyup durumu riske atmayın :) )
*Süt,un ve yağ ile beşamel sos hazırlayıp sebzeler ile karıştırarak servis yapın.
NOT: Orjinal tarifte düdüklü kullanılmamış ve haşlandıktan sonra kalan suyun süzülmesi notu düşülmüş.
Son tarifimiz ise Kıymalı Brokoli.Nedense çocukların genel de sevmediği bir tat.Bende küçükken sevmezdim ama şu an salatasını severek yiyorum.Oğullarıma da kıymalısını hazırladım.Toprak severek yedi ama Artun hep çıkardı.Çıkarma sebebi ise kıyma ve brokolinin pütür pütür ağzına gelmesi.Bende blandera vurarak yedirdim Artun Bey'e :)
MALZEMELER;
*Ceviz büyüklüğünde 4 kere çekilmiş yağsız kıyma
*250 gr brokoli
*1 adet küçük soğan
*2 yemek kaşığı zeytinyağı
*Su ve karabiber
YAPILIŞI;
*Yemeklik doğranan soğanlar su ile öldürülür.
*İçerisine kıyma ilave edilerek kavrulur.
*Doğranmış brokoli,karabiber ve üzerini geçecek kadar su eklenip brokoliler yumuşayana kadar pişirilir.
Not:Ben kuzularım sulu yiyor diye biraz sulu bıraktım.İstenirse daha az su konulabilir.
BAYRAMINIZI KUTLAR,SAĞLIKLI MUTLU BİR BAYRAM GEÇİRMENİZİ DİLERİM...
Cumartesinden beri içim acıyor canlarım... Yiyorum,içiyorum,uyuyorum,konuşuyorum,yeri geliyor gülüyorum ama hiç aklımdan,kalbimden çıkmıyor dedeciğim. Cumartesi günü son dedemi de toprağa verdik. Son dedem diyorum çünkü benim 3 dedem vardı. Birincisi annemin babası 1996'da kaybettim. İkincisi babamın babası 1999'da kaybettim ve üçüncü canım dedem ise bizde çok hakkı olan,beni, ablamı ve başka bir komşusunun iki kızını da torunu yerine koyup dedelik yapan güzel insan, canım dedemi de 2012'de geçen cumartesi günü kaybettim. O artık yok, gelmeyecek... Allah sabrını veriyor çok şükür ama içimde acıyor. Karakızının oğulları, dedesini bir kerecik, çok kısa görebildi. Onun ne kadar tatlı ve iyi bir insan olduğunu hiç göremeyecekler malesef. Her görüştüğümüzde anlatırdı; dede babam beni çöpe attı diye ağlayarak ona gelmişim. Gözlerinin içi gülerdi anlatırken. Çok severdi bizi gerçekten,bizi görmeye İzmit'e geldiğinde de peşinden çok ağlamışım hep söylerdi içim gitti diye. Şimdi her an gözümün önünde dedem var.
O güzel gülüşü var...
Beşiktaş maçlarında hop oturup hop kalkması var...
Ve çok sevdiği atları var...
Bebeklerimiz büyüdükçe dertlerde büyüyor denildiği gibi.Bu aralar üzerinde pek bir yoğunlaştığımız konu güvenlik.Yürümeye başlamış bebeklerim için her yer tehlike.Tabi ikiz ve meraklı olmaları tehlikeyi daha da arttırıyor.
Biz güvenlik malzemelerinin bir çoğunu araştırdık ama bazıları bizimkilere göre değil.Mesela ilk aldığımız priz koruyucuyu Toprak efendi kendi takmış gibi çıkardı.Onun için daha güvenli bir priz koruyucusu olarak bunu seçtik;
Elle çıkarılamıyor,çıkarmak için eşi gerekiyor.
Çekmece kilidi konusunda da oğluşlar bize epey masraf çıkardı.Çünkü her çekmeceyi alt üst ediyorlar.Çekmece kilitlerinde de çeşit çok ama hem kullanış,hem sağlamlık hem de görüntü açısından bizim seçtiğimiz model bu;
Daha önce burda bahsettiğim ve oğluşlarımın ısırdığı köşe koruyucusu da güzel ama oğullarım bunun da hakkından geldi.Tabi oğullarının bu karşı atağına babadan hemen karşılık geldi ve tüm koruyucular itina ile söküldü.Kumaş kaplanarak soğuk silikon ile geri yapıştırıldı.Şu an 2-1 baba önde.Tabi maç bitmedi :)Kapının altında gördüğünüz köşe koruyucularından,ayrıca merdivenlere de kapı taktık.Malum merdiven çok tehlikeli bebişlerim için.Uzun bir süre tek başlarına inip çıkmak yasak...Tabi kapının da çok uzun süreli bir çözüm olacağını düşünmüyorum.Ya asılıp aşağıya indirirler ya da üzerinden atlarlar.Bunlardan her şey bekliyorum artık :)
Bunun dışında mobilyalardan her türlü örtüler danteller kaldırıldı. Paşalarım çekiyor diye.Oyuncaklarını koyduğumuz plastik sepetleri de kaldırmak zorunda kaldık.Üstlerine çıkıyorlar.Küçücük yere ikisi girmeye çalışıyor.Ayaklarının altına alıp yükseğe çıkıyorlar ve daha da aştılar,iki ucuna basarak ayakta durmaya çalışıyorlar.Şimdi bir de oyuncak atımızın oturma yerine ayakla çıkmaya çalışıyoruz.Ne yapacağımızı şaşırdık.Kafamız gözümüz yarılmadan rahat yok :)
Kapı stoperleri olmazsa olmazımız.Tabi iki sorunumuz daha var.Kapının katlandığı kısma biri elini sokuyor diğeri kapıyı kapatıyor.Ya da kapının altına sıkışıyor minicik parmaklar...
Birde yollukların altına kaydırmazlardan koyduk.Şimdilik bu kadar belki güvenlik malzemesi arayan annelere yardımcı olur.Bir Türk usulü çocuk güvenlik malzemesi de benden.Beynini sulandırdıkları çamaşır makinam için böyle bir yöntem buldum.O yapıştırdığım mavi şey biberonun ağız kısmı :) Çok kez bantlamam gerekti.Çünkü Artun efendi itina ile bantları tırnaklıyor ve söküyor :)
KAZASIZ,BELASIZ,MUTLU HAFTA SONLARI DİLERİZ...
Burda birinci,burda ikinci ve burda da üçüncüsünü okuduğum serinin son kitabı olan Çıplak Ada Çıplak Deniz'i de az önce oğluşlarım uyurken bitirdim.Çıkar çıkmaz çok satanlar listesinin başına yerleşmiş. Beni 2. ve 3. kitabı kadar etkilemedi açıkçası.Galiba daha uzun ve şaşırtıcı bir sonuç beklediğimdendir. Ama bütün olarak ele alacak olursam kesinlikle okunması gereken bir dörtlü.Okurken kendinizi Ada'da gibi hissedeceğinizden kuşkunuz olmasın...Harika bir gün var yine.Hava mis gibi.Ne sıcak ne soğuk ve tertemiz.İnsanın içini ısıtıyor değil mi?
Ablam için yaptığım kalemlik.Yeni yapmadım.Yapalı çok oldu ama ancak verniklendi. Verniklenirken bir kaç yerde nedense birikme oldu biraz sinir oldum,yok yok çok sinir oldum. Kocişko zımparalayacak(içime sinmediğini biliyor) ve yeniden verniklenecek.Üstelik sprey vernik kullanıyorum :( Zaten hiç sevmiyorum seni vernik.Ayrıca çok kötü kokuyorsun :P Üzerindeki desen netten alınma. Normalde duvar etiketi bu desen. Ablamın uzun saçlarına benziyor ondan bu deseni seçtim.Deseni de sarı karbon kağıdı ile kalemliğe çizdim ve boyutlu boya ile doldurdum.Seviyorum seni boyutlu boya.Hem çok şıksın hem de temiz iş çıkarıyorsun.